13 Ocak 2013 Pazar

Kitap Yorumu: Pushing the Limits - Katie McGarry


Pushing the Limits hiç beklemediğim kadar duygulandırdı beni. Bazen bazı kitaplar oluyor, büyük bir umutla başlıyorum, duygusallık hat safhadadır diyorum, bir bakıyorum fos çıkıyor. Gerçi ağlamak için kitap okumadım hiçbir zaman. Zaten ağlamam da kolay kolay; şimdiye kadar gözlerimin dolduğu kitap sayısı çok azdır. Ancak Pushing the Limits en beklenmedik biçimde kalbimi sıkıştırdı. Özellikle bir young adult kitabından hiç mi hiç beklemiyordum bunu.

Beni neden etkilediğinin detaylarına az sonra döneceğim. Şimdi biraz konusundan bahsedeyim.

Echo Emerson, bir zamanların popüler kızı şimdi herkesten kaçıyor. Eskiden okulun en havalı çocuğuyla çıkıp, tüm aktivitelerde yer alırken artık en yakın arkadaşından bile uzak duruyor. Bunların hepsi, yani eski hayatı ise tek bir gecede yok oldu. Echo'nun kollarında, ısrarla sakladığı yaraların oluştuğu gece.

Bir de Noah'ımız var. Noah Hutchins Echo'nun aksine her şeyi boş vermiş, kötü çocuk imajıyla ün salmış bir genç adam. Kimseyi umursamıyor, herkesle dalga geçiyor, hattâ ot bile içiyor. Tabii onun böyle olmasının da bir sebebi var. Noah'ın annesi ve babası birkaç yıl önce evde çıkan bir yangında ölmüş. Noah ve iki küçük erkek kardeşi öksüz kalınca kardeşleri Jacob ve Tyler geçici olarak evlatlık verilirken, Noah da kısa zaman içinde birkaç tane değiştirmek üzere başka bir ailenin yanına verilmiş.



Echo'nun sorunu sadece kollarındaki yaralar ya da tepetaklak olan hayatı değil. Bir de peşini bırakmayan kâbuslar var. Echo'nun bu hale gelmesinin sebebi bipolar bozukluğu olan annesi. Ağabeyi Aires'in Afganistan'da hayatını kaybetmesinin ardından Echo'nun tam olarak hatırlamadığı bir gecede annesi manik atak geçiriyor. İşte Echo, bir zamanlar taptığı, her şeyini örnek aldığı annesini de eski yaşamıyla birlikte kaybetmiş oluyor.

İkisinin yolları okul sayesinde kesişiyor. Zaten birlikte birkaç dersler olan ikili, Echo'nun Noah'a notlarını yükseltmesinde yardım etmesi için bir araya geliyor. Aslında ikisi de okuldaki psikolojik danışman Mrs. Collins'den destek alıyor. Ne kadar zoraki olsa da. Noah kardeşlerini üvey ailenin elinden alabilmek için notlarını yükseltmek zorunda. Bu yüzden de Echo'ya muhtaç.

İlk başta Echo daha önce kendisiyle alay ettiği için hazır cevaplılığıyla bir güzel Noah'ın hakkında geliyor. Ama sonra ne oluyorsa oluyor ve ortak bir nokta buluyorlar: Mrs. Collins'ten kendi dosyalarını alıp Echo'nun geçmişi hatırlamasında, Noah'ın ise kardeşlerinin üvey ailesi hakkında bilgi almasına yardımcı olmak. Birlikte geçirdikleri zamanlar onları giderek yaklaştırırken, birbirlerini daha iyi tanıma imkânı buluyorlar.

Noah hakikaten harika bir karakter. Echo'yu sık boğaz etmemesi ama sahiplenici tavrı, kardeşlerine duyduğu koşulsuz sevgi çok etkileyici. Ve Pushing the Limits'de beni etkileyen kısım son derece gerçekçi olmasıydı. Echo'nun geçmişi hatırlarken girdiği krizler ve her ikisinin de tavırları kesinlikle yapay değildi. Öyle ki, kitabın aslında klasik bir konusu olmasına rağmen duyguları hissetmem kocaman bir artı kazandırdı. Özellikle kitabın sonlarına doğru tuhaf bir şekilde hafiften gözüm dolar gibi oldu, yalan söylemeyeceğim.

Kısacası bir young adult romance kitabından beklenmeyecek bir biçimde etkisinde bıraktı beni Pushing the Limits. Karakterleri, gidişatı çok sevdim.

Bu arada kitap aynı adlı seriye ait ilk kitap. İkinci kitabı Dare to You, kitabın yan karakterlerinden Beth'in hikâyesini işleyecekmiş ve 7 Haziran'da yayımlanması bekleniyor.

Benim okuduğum UK edisyonunun kapağı:


*Copy of the book is provided by the publisher, Harlequin UK, via NetGalley.

Puan: 4



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...