Alex'e merhaba deyin! Tam adıyla Alexandria. Ama isminin kısa versiyonunu kullanmayı tercih ediyor. Alex, bir Melez. Evet, o Yunan Tanrılarının soyundan geliyor. Yani Hematoi ırkından. İki Hematoi'nin çocuğuna Safkan, Hematoi'yle bir insanın çocuğuna ise Melez deniyor. Alex'in annesi de bir Safkan, elbette bu durumda babası insan oluyor. Ama babasıyla hiç tanışmamış.
Alex, on dört yaşındayken annesi tarafından zorla denebilecek bir şekilde Akit'ten alınarak insan dünyasına karışmış. Akit, Safkanlar ve Melezler'in beraber eğitim gördüğü, dış dünyadan soyutlanmış bir adada yer alan bir tür okul. Burada Melezler, ya Safkanlar'ı korumak için Muhafız olarak yetiştiriliyor ya da iblisleri öldürmek üzere Avcı oluyor.
Üç yıl boyunca annesiyle beraber geçmişinden uzak yaşayan Alex'le bir iblis kovalamacası sırasında ilk kez karşılaşıyoruz. İblisler, Melez ve Safkanlar'ın kanlarında bulunan, Safkanlar'da daha çok olan, "eter" adlı maddeyi içerek beslenen şeytani yaratıklar. Bir İblis, yine bir Safkan'ın dönüştürülmesi sonucu oluşuyor. Annesi bu İblisler tarafından gözleri önünde öldürüldükten sonra Alex, tüm gücüyle yaratıklarla dövüşmeye devam ediyor. Elbette onun da bir sınırı var, Akit'te eğitim görmüş olmasına karşın üç yıl boyunca bu eğitimden uzak kalınca onların tamamen hakkından gelmesi imkansız. Tam bu sırada imdadına Aiden yetişiyor. Alex'in Akit'ten tanıdığı, siyah saçlı, gri gözlü ve yakışıklı Aiden onu kurtarıp okula geri götürüyor.
Aiden bir Safkan, aynı zamanda bir Avcı. Ve Alex, kesinlikle ondan çok hoşlanıyor. Hem de çok uzun zamandır. Ama şöyle bir sorun var ki; Melezlerle Safkanlar arasında ilişki yasak. Şüphesiz ve kati bir suretle.
Açıkça söylemek gerekirse, Melez'in büyük bir kısmı bana Vampir Akademisi serisini hatırlattı. Sanki oradaki Moroilerin yerini Safkanlar, dampirlerin yerini Melezler almış gibiydi. Üstelik keşke bunlarla sınırlı olsaydı. Aiden'ın, Alex'in eğitimini üstlenmesi Rose-Dimitri ilişkisine birebir çağrışım yaptı. Bu durumda İblisler de Vampir Akademisi'ndeki Strogoiler gibi göründüler gözüme. Hattâ Safkanların dört elementten birini kullanabiliyor olması üzerine tuz biber ekti. Bu yüzden ilk sayfalarında biraz göz devirdiğimi itiraf ediyorum. Fakat yavaş yavaş hikayenin içine çekilince bu benzerlikler görünmez hale geldi. Yazar üzerine bir de kurguya artı şeyler ekleyince tadından yenmez oldu.
Mesela; Apollyon miti. Apollyonlar Tanrılar tarafından seçilmiş Melez ya da Safkanlar. Onlar, dört elementi birden kullanabiliyorlar. Ekstra olarak beşinci elementi de bünyelerinde barındırıyorlar. Bir Avcı'dan çok daha çevik ve hızlılar. Kısacası Süper Yunan Ninjaları diyebiliriz. (Sanırım bu tabiri az önce uydurdum.) Her bir ömür boyunca bir Apollyon dünyaya geliyor. Alex'in dönemindeki ise Seth. Seth'in kitaba dahil olmasıyla hikaye kesinlikle daha eğlenceli bir hal aldı.
"Bir daha bu kadar salakça bir şey söylersen seni uykunda boğarım."
Altın kaşları kalktı. "Küçük Alex, birlikte yatmamızı mı teklif ediyorsun?"O sonuca nasıl vardığına hayret etmiştim. Havluyu indirdim. "Ne? Hayır!""Yatakta yanımda yatmadıkça beni nasıl boğabilirsin ki?" Pis pis güldü. "Bir düşün bakalım."
Her sevdiğim kitapta (dişi içgüdülerim sağ olsun) bir erkek karaktere bağlanırım. Ama kesinlikle "bir" tanesine. Ama Melez'de Aiden ve Seth arasında karar vermek hayli zor oldu. Lâkin ne yalan söyleyeyim; Seth daha üstün geldi. Ne de olsa o Apollyon ve şey... sarışın.
Melez, Yunan Mitolojisi'ni günlük hayata başarıyla harmanlamış, güldüren ve heyecanlandıran bir roman. Melez Sözleşmeleri serisinin devam kitaplarının çok daha iyi olacağı kitabın sonlarında net bir şekilde hissediliyor. Ve neyse ki, serinin ikinci kitabı Safkan DEX'den çıktı bile!
Kapak görsellerine hayran kaldığım bu seriyi samimiyetle öneriyor, beklentilerimi boşa çıkarmamasını diliyorum.
Puan: 4
Öncelikle harika yazmışsın~! Benim için de kısa bir özet oldu, bazı önemli şeyleri tekrar hatırladım sayende. Bunun için teşekkür ediyorum. :)
YanıtlaSilSöylediğin gibi Vampir Akademisi ile çok fazla benzerlikleri var, okuyanlar öyle olduğunu söylüyorlar -ilk kitap haricinde oku(ya)madığım seri ! evet, biliyorum çok büyük bir kayıp- ama yine de bir oturuşta keyifle okunacak kitaplardan biri.
Bu arada ben de Aiden ve Seth arasında kalanlardanım. Son bölümlerde Seth biraz daha öne geçti sanki... yine de ayıramadım ikisini. Ama esmer olan Seth olsaydı hiç düşünmeden Seth derdim. :D
Verdiğin alıntı da en favori sahnelerimden bu arada. Seth'li sahneler gerçekten çok eğlenceliydi. İkinci kitabı çok merak ediyorum, hala alamadım ya~ :/
Ara Not: Karman çorman bir yorum oldu... Sonradan okuyunca çok hata çıkaracağım buradan, biliyorum. :/
Son Bir Şey!: Kanbağına başlamışsın! Bende okumak istiyorum ama seri ile bağlantılıymış galiba...
Kocaman teşekkürler güzel yorumun için.
SilÖzellikle Goodreads'te yorumlarda görüyordum Vampir Akademisi'ne benzerliğini, ama ne kadar olabilir ki diyordum. Hakikaten başlarda bu benzerlik itici etki yarattı. Neyse ki, yorumda da bahsettiğim gibi, yerini daha pozitif etkilere bıraktı çok geçmeden.
Aiden'in biraz fazla kapalı bir karakter olduğunu düşünüyorum. Ben ağzına geleni söyleyen, alaycı erkek karakterlerden daha çok hoşlanıyorum. O yüzden Seth'in baskın gelmesine şaşmamak gerek. Ayrıca sarışınlara zaafım var, ne yapayım. :D
Vampir Akademisi serisine baştan başlamanı cidden isterim. Vampir kitapları arasında her daim en yükseklerde bulunacak bence. Tabii son kitapta baş karaktere aşırı uyuz oldum, o ayrı mesele. :D Kanbağı'na başlamak için kesinlikle okumak lazım hem.
Ve evet, (yihuu!) Adrian'ı, pardon Kanbağı'nı okuyorum. :D
Aiden konusunda söylediklerine katılıyorum. Sarışın erkekler hariç zevklerimiz benziyormuş. :D
YanıtlaSilSeriye baştan başlamayı düşünüyorum artık. Neyseki bayrama az kaldı, gelsin paralar~!
Başladığında nasıl olsa haberim olur. :D Ama ben sende bir Adrian sever potansiyeli gördüm. Zaten o da sarışın değil. :D
SilTamamen aynı şeyleri düşünüyorum ve harika bir yorum olmuş! Bana da fazlaca vampir akademisini hatırlatmıştı, Seth'e kadar. İlk kitapta Aiden daha öne çıkmıştı, Seth'in sarışınlığına rağmen hem de! Ama Safkan'da Seth'e aşık oldum resmen! alaycılığı, otoriteden nefret etmesi, düşündüğünü anında söylemesi ve kendini beğenmesiyle favorim oldu. Zaten Dimitri'yi sevememiştim ben, Adrian fanıydım. Ama bu kitapta nedense Aiden'ı da seviyorum. Neyse çok uzattım ben galiba :D Safkan'ı da okumalısın bence, ilkinden daha eğleceli ve bir anlamda hüzünlü olduğunu söylemeliyim. Hem ağlattı hem de güldürdü. Yeni kitabını nasıl bekleyeceğim bilemiyorum -,-
YanıtlaSilSenin tavsiyenle kitabı biraz daha öne almıştım zaten. İyi ki de almışım!
SilAnlaşılan Safkan'da daha çok Seth okuyacağız. Eh, bu da demek oluyor ki ben de iyice bağlanacağım kendisine. Okumak için daha çok sabırsızlanmaya başladım. En yakın zamanda elime para geçirip alacağım! :)
Aiden'i de sevdim aslında, ama çok durağan bir karakter geldi bana. Ya da Seth'in alaycılığı ve cazibesi karşısında sönük kalmış olmalı. :D
Çoook teşekkürler!
Ben de kız olarak Alex'i (zaten diğerlerinin detayını bilmiyorum), erkek olarak Aiden'ı tercih ederim. :D
YanıtlaSilYalnız Yunan mitolojisi de, sadece iblis düşmanlar olması sıkıcıydı o kadar. Mitolojik karakterler de olmalıydı bence. :)
İkinci söylediğine kesinlikle katılıyorum. Koskoca Yunan Tanrıları soyundan gelen çocukların tek düşmanları iblisler olmamalı. Belki ileride mitolojik ögeler daha da geliştirilerek önümüze gelir. O zaman tadından yenmez. :)
Silİnşallah. :D
SilBende bu seriye başlamayı düşünüyorum . Alınca tabii :))
YanıtlaSilGüzel seri güzel. Okuyunuz. :) Beğeneceğini düşünüyorum. :))
Silİncelemen gerçekten çok iyi,özellikle sondaki yorumların aynı benim düşüncelerimi yansıtıyor.Kitap zevklerimiz de aynı neredeyse,galiba tüm günümü burada geçireceğim :D
YanıtlaSilAh, çok teşekkür ederim! Mutlu oldum. :D
SilUmarım daha çok görüşürüz bu sayede.
Kocaman sevgiler!