23 Aralık 2013 Pazartesi

Kitap Yorumu: Eğer Yaşarsam - Gayle Forman


Bazı kitaplar vardır, konusunu okursunuz ama ya anlayamazsınız ya da beyniniz algılamanızı istemez. Yine de bir nedenden kitaba çekilir, sonuç olarak da okursunuz. Eğer Yaşarsam/If I Stay de benim için böyle kitaplardan. İki seneden fazla süredir kitaptan haberdarım, listemde bekletiyorum ancak bir türlü okuyamıyorum. Ne olduysa iki gün önce oldu; dün okumaya başladım ve bugün bu yazıyı yazıyorum.

Daha önce muhtemelen söylemişimdir ama tekrarlamakta bir sakınca yok: Asla ağlamak için kitap okumam. Kitabın bana vereceği her duyguyu saygıyla karşılarım. Eğer Yaşarsam'ın beni üzeceğini tahmin etmiştim ama ağlatacağını tahmin edememiştim. Planlarıma hiç uymadı bu. Bilseydim, kitabı otobüste okuma gafletine düşmezdim. Kendimi çok zor tuttum. Okurken baştan sona Mia'nın hüznünü kendinizinkiymiş gibi hissediyorsunuz.

Mia'nın muhteşem bir hayatı olmasa da, oldukça normal hattâ bazı yönlerden kıskanılacak bir hayatı olduğu olduğu söylenebilir. Sevgi dolu bir ailesi, eğlenceli bir en yakın arkadaşı ve tapılası bir erkek arkadaşı var. Ve geleceği de oldukça parlak. Küçüklükten beri çello çalan Mia, henüz on yedi yaşında olmasına rağmen başarılı bir müzisyen. Ve mükemmele yakın hayatı bir günde paramparça oluyor.



Hall ailesini yok etmenin eşiğine getiren bir trafik kazası oluyor. Mia ailesine ulaşmaya, hayatta olup olmadıklarını anlamaya çalışırken kendi yaralı bedenini görüyor. Ve Mia komada olduğu tüm süre boyunca yakınlarının yaşadıklarını/yaptıklarını dışarıdan izliyor.

Herhalde kime sorulsa görünmez olmayı ister. Biz orada yokken insanların bizim hakkımızda neler düşündüğünü kim öğrenmek istemez ki? Tabii Mia'nın durumunda bunun hiç de üzerine atlanılası bir fikir olmadığı aşikar. Mia yakınlarının acı çektiğini görüyor. Yarı canlı bedenine bakıp kendine acıyor. Hastaneden uzaklaşamasa da geçmişi düşünüp hayatını tekrar gözden geçiriyor.

Gayle Forman, "bir insanın hayatının bir günde nasıl yıkılabileceğini" çok güzel anlatmış. Öyle çok süslü kelimelerle de değil, basit ama etkili biçimde. Mia ve ailesinin hayatlarını şekillendiren müziği de harika kullanmış.

Bir de Adam faktörü var tabii. Mia'nın eşsiz, müzisyen erkek arkadaşı. Adam öyle bir yerde giriş yapıp son noktayı öyle bir koyuyor ki ona hayran olmadan edemiyorsunuz. Üstelik kendisi YA kitaplarında sevdiğim nadir "Adam" isimli karakterlerden. İsme karşı ön yargı oluşturmak üzereydim ki gelip günü kurtardı.

Eğer Yaşarsam/If I Stay, bir yandan sizi derin bir hüzne sokarken diğer yandan umut da veriyor. İster istemez kendinizi Mia'nın yerine koyup "Öyle bir durumda ben neyi seçerdim? Yaşamayı mı yoksa ailemi mi?" diye sorguluyorsunuz.

Kitap şu sıralar filme çekiliyor. Tam tarihi belli değil fakat 2014'te vizyonda olması bekleniyor. Mia'yı Chloë Grace Moretz, Adam'ı ise Jamie Blackley canlandırıyor. Şu tatlı resmi eklemeden duramıyorum. Görünce bile duygulandım:


Eğer Yaşarsam'ın devam kitabı Sen Gittiğinde/Where She Went'e galiba başlayacağım en yakın zamanda. Okumam gerektiğini şiddetle hissediyorum. 

Puan: 5



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...