20 Nisan 2013 Cumartesi

Kitap Yorumu: Never Too Far - Abbi Glines


Never Too Far, Fallen Too Far'ın devam kitabı. Fallen Too Far yorumumu buradan okuyabilirsiniz.

Blaire ve Rush'un hikâyesi kaldığı yerden devam ediyor Never Too Far'da. Biraz anlatmaya başlamadan önce uyarımı yapayım hemen: Sevgili okur, Fallen Too Far'ı okumadıysan ya da okumak istiyor ama spoiler almak istemiyorsun burada ne işin var? Kapat hemen o sekmeyi! Çünkü büyük ihtimalle birkaç bir şey okuyacaksın ilk kitabın sonu hakkında. Sonra uyarmadı deme.

Nerede kalmıştık? Hah. Babası ve üvey annesinin, annesi hakkında attığı iftiralara dayanamayan Blaire son olarak şehri terk ederek doğduğu kasabaya dönmüştü. Ancak bedeninin orada olması aklının ve kalbinin bıraktığı yerde, yani Rush'un yanında kalmadığı anlamına gelmiyor elbette. Blaire hâlâ deli gibi seviyor Rush'ı. Ama ondan sakladığı sırdan ve yaşananlardan sonra birlikte olamayacaklarını düşünüyor.

Peki, ya Rush? Ah, o derbeder bir hâlde! Evden dışarı adımını atmıyor. Blaire'ın gidişiyle adeta yıkılmış çocukcağız. Kim ne yaparsa yapsın eski hâline getiremiyor onu. Tek umudu bir gün Blaire'in ona dönecek olması. Ama umutlar da tükenir değil mi? Bakalım gerçekten öyle olacak mı...

Henüz kitabın başındayken Blaire'in hamile olduğundan şüphelenmeye başlıyoruz. Doğru olup olmadığını söylemeyeceğim. Ama açıkçası bu durumu fazla klişe buldum. Hani "E, romans kitabından ne bekliyorsun ki?" diye sorabilirsiniz; fakat çok tahmin edilebilirdi be. 


İki âşığın bir şekilde yolları yeniden kesişiyor. Onlar bir arada olmadan kitap çekilmez oluyor zaten. İkisi acı çekiyor ben acı çekiyorum. Sevgili Abbi'ye buradan sesliyorum; ayırma bunları bir daha! Hem karakterleri hem beni perişan ettin burada. Ne diyordum? Evet. Çiftimiz yeniden bir araya gelecekler gelmesine ama aralarındaki ilişki -özellikle Blaire için- sarsıldı bir kere. Blaire her şeyi bir kenara atıp Rush'un aşkına boyun eğecek mi? Yoksa kendi yoluna mı gidecek? E, cevabı hepimiz biliyoruz galiba.

Never Too Far'da ilk kitabın aksine Blaire beni birazcık sinir etti. Fallen Too Far'daki Blaire'ı tatlılığıyla, saflığıyla, didinip durmasıyla olsun sevmiştim. Ama bu kitapta kızcağıza ne olduysa iyice karamsar olmuş. Komplekslere girmiş yavrucağız. Sürekli, "Ben buraya, Rush'un dünyasına ait değilim." deyip durdu. Sarsıldı o kadar şoktan sonra kız tabii, ne yapsın. Yine de ilk kitaptaki hâlini daha çok sevdiğimi söylemeden geçmeyeceğim.

Aynı şekilde hikâyenin gidişatını da ilk kitaba göre azıcık sönük buldum. Bu tür kitapların da sorunu bu işte; konu sadece aşk olunca illa ayıracak, araya birilerini sokacak ki aksiyon olsun. Never Too Far'da çiftimizin ara bozucusu sinir bozucu Nan oluyor yine. Onun kadar pasif, aynı zamanda gıcık bir karakter görmedim ben. Mümkünse hiç okumak istemiyorum artık kendisini. Yürüsün gitsin, üniversitesini falan okusun. Dönmesin oralara.

Kitapta Rush'a ise ayrı bir tatlılık gelmişti. Âşık olunca yumuşacık, Eti Puf kıvamında bir adam olmuş bizim rockçı oğlan. Blaire ne derse yapmaya hazır vaziyette. Anlayacağınız pek bir sevdirdi kendini bu kitapta kerata. Başarılarının devamını diliyorum.

Genel olarak bakılırsa yine iyi bir new adult kitabına imza atmış Abbi Glines. Entrikanın bini bin para. Finali devamı olmayacakmış gibi yaptı sanki. Hattâ bir ara yan karakterlerden Woods'un kitabıyla seriye devam edeceği biliniyordu ama bir değişikliğe gidilmiş ve Too Far serisinin 3. ve Rush ve Blaire'ın son kitabını (Forever Too Far) yazacakmış Abbi. Nasıl olur merak ediyorum doğrusu. 

Bu arada Woods'un hikâyesi de Perfection adı verilen yan serinin ilk kitabı Twisted Perfection'da anlatılacak.

Never Too Far'ın playlistinden bir şarkı ile veda ediyorum. Bence kitabın ilk baştaki havasıyla çok uygun. Ve Maroon 5! Daha ne olsun.


Puan: 4


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...