28 Nisan 2013 Pazar

10. ÜKG Blog Turu: Davet - J.K. Beck


Eveeet, zaman su gibi aktı geçti. Geçen yaz kurulan ÜKG birliği 10. blog tura kadar geldi. Bu kadar uzun süreli bir proje olacağını düşünmemiştim açıkçası ilk başta. Düşünün, 10 tur. Hattâ bir turda 3 kitap inceledik. 1 tane de özel tur yaptık. Anlayacağınız 14 kitap inceledik bugüne kadar.

10. turumuzda Arunas Yayıncılık'ın son paranormal kitabı, Gölge Varlıklar serisinin içinde yer alan, Davet'i ele alacağız.

Tur takvimimize göz atmak isterseniz:

28 Nisan | Kitap Hayvanı'nın Günlüğü: Ön Okuma
29 Nisan | Zimlicous: Yazarla Röportaj

Ayrıca tüm bloglarda uygulaması bulunan 2 kitap hediyeli çekilişe de katılabileceksiniz.



Hepimiz pişmanlıklarla yaşamak zorundayız...
Boğazından kopup gelen küçük bir iniltinin ardından kot pantolonunun ön kısmında da bir şişlik belirdi. Şeytan dışarıya çıkıp biraz oyun oynamak istiyordu.
Gölge Varlıkları daha önce hiç böyle tanımadınız.

Onların dünyasının nasıl olduğunu merak ediyor musunuz?

İnsanlar ve gölge varlıkların bir arada yaşadığı, hatta aralarında bir sözleşmenin bulunduğu bir düzen...
Bu sözleşmeye uymayanları cezalandırmak üzere kurulan gizli mahkemeler...
Serinin bu ilk kitabında başrolleri çok güçlü ve çekici bir erkek vampir ile bu mahkemelerde savcı olan bir kadın paylaşıyor. Gizem ve şehvetin iç içe geçtiği muhteşem bir fantastik serüven...
Onun dikkatini çeken şey kırmızı rujlu ve pembe elbiseli porselen bir bebekti. Bebeğin önlüğünün üzerine küçük bir kâğıt bırakılmıştı. Kâğıtta şu yazıyordu: Sıradaki...
Kalbi deli gibi atmaya başlayan Sara hemen kapının arkasındaki masanın üzerinden aldığı bir kurşun kalemin silgi ucunu kullanarak bebeği ters çevirdi. Daha sonra yine kalemi kullanarak bebeğin kıyafetini kaldırdı. Bebeğin tam dikiş yerinin üzerinde siyah harflerle...




22 Nisan 2013 Pazartesi

ÜKG Özel Etkinliği: Oniks - Jennifer L. Armentrout


ÜKG, çok sevdiği öküzlerin en uzaylısı, uzaylıların en yakışıklısı Daemon Black- şey pardon, daha doğrusu Lux serisinin ikinci kitabı Oniks için özel bir tur hazırladı!

Bu turda neler mi var? Öncelikle bendeniz kitabı daha önce okuduğum için sizler için farklı bir şeyler hazırlamaya çalıştım o yüzden "Lux serisi hakkında bilip bilmediğimiz her şey" adlı bir yazı hazırladım. Ayrıca Oniks'ten alıntılar da bulabileceksiniz bu yazı altında. 

Peki, ya diğer ÜKG neferleri?

20 Nisan | Yorumbazz: Konuk Yorum + Selam Dünyalı 
20 Nisan | Kitap Esintisi: Obsidiyen'in Kopardığı Fırtınalar
21 Nisan | Romancekolik: Kitap Yorumu + Oniks'ten Bonus Bölüm
21 Nisan | Kitab-ı Sevda: Kitap Yorumu + Yazarla Söyleşi
22 Nisan | Sevgili Kitap
22 Nisan | Kitap Hayvanı'nın Günlüğü : Lux Serisi Hakkında Bilip Bilmediğimiz Her Şey + Alıntılar


Tanıtım:
Daemon’la aramızda bir uzaylı bağı olmasının muhteşem olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Gerçi bu bağa rağmen ona direnmeye kararlıyım. Ama bunu yapmak hiç de kolay değil çünkü Daemon (kahretsin!) gittikçe gözüme daha da taş gibi görünüyor. Üstelik bu sefer Arumlardan çok daha büyük bir problemimiz var. Savunma Dairesi kasabada.
Eğer Daemon’ın yapabildiklerini keşfeder ve benim de onunla
bağım olduğunu anlarlarsa ikimizi de mahvedecekler. Bu arada okula yeni biri geldi ve herkesten gizlediği bir sırrı var. Bana neler olduğunu biliyor, yardım da edebilir ama bunun için (sanki mümkünmüş gibi) Daemon’a yalan söylemeli ve ondan uzak durmalıyım. Kimi kandırıyorum ben?!
Kimse sonsuza kadar yalan söyleyemez.


Daha önce yazdığım Oniks yorumunu okumak için tık!

20 Nisan 2013 Cumartesi

Kitap Yorumu: Never Too Far - Abbi Glines


Never Too Far, Fallen Too Far'ın devam kitabı. Fallen Too Far yorumumu buradan okuyabilirsiniz.

Blaire ve Rush'un hikâyesi kaldığı yerden devam ediyor Never Too Far'da. Biraz anlatmaya başlamadan önce uyarımı yapayım hemen: Sevgili okur, Fallen Too Far'ı okumadıysan ya da okumak istiyor ama spoiler almak istemiyorsun burada ne işin var? Kapat hemen o sekmeyi! Çünkü büyük ihtimalle birkaç bir şey okuyacaksın ilk kitabın sonu hakkında. Sonra uyarmadı deme.

Nerede kalmıştık? Hah. Babası ve üvey annesinin, annesi hakkında attığı iftiralara dayanamayan Blaire son olarak şehri terk ederek doğduğu kasabaya dönmüştü. Ancak bedeninin orada olması aklının ve kalbinin bıraktığı yerde, yani Rush'un yanında kalmadığı anlamına gelmiyor elbette. Blaire hâlâ deli gibi seviyor Rush'ı. Ama ondan sakladığı sırdan ve yaşananlardan sonra birlikte olamayacaklarını düşünüyor.

Peki, ya Rush? Ah, o derbeder bir hâlde! Evden dışarı adımını atmıyor. Blaire'ın gidişiyle adeta yıkılmış çocukcağız. Kim ne yaparsa yapsın eski hâline getiremiyor onu. Tek umudu bir gün Blaire'in ona dönecek olması. Ama umutlar da tükenir değil mi? Bakalım gerçekten öyle olacak mı...

Henüz kitabın başındayken Blaire'in hamile olduğundan şüphelenmeye başlıyoruz. Doğru olup olmadığını söylemeyeceğim. Ama açıkçası bu durumu fazla klişe buldum. Hani "E, romans kitabından ne bekliyorsun ki?" diye sorabilirsiniz; fakat çok tahmin edilebilirdi be. 

18 Nisan 2013 Perşembe

Kitap Yorumu: Fallen Too Far - Abbi Glines


Artık resmileşti: Ben bir new adult bağımlısıyım!

Fallen Too Far, bu kategori içinde en çok konuşulan kitaplardan biri herhalde. Kitabın uzun zamandır farkındaydım lâkin kitap okuma hastalığına yeniden tutulduğum şu günlerde ancak okuyabildim. Kitap oldukça kısa aslında. Zaten romans kitaplarını çok hızlı okurum; eh, bu kadar kısa olup da aynı zamanda sürükleyici olunca da Fallen Too Far'ı bir oturuşta bitiriverdim.

Öncelikle kapak resminin çok hoşuma gittiğini belirtmeliyim. Karakterlere ve konuya aşırı uygun olduğunu düşünüyorum. O soft renkler ve yazı tipiyle daha bir uyumlu olmuş. Her gördüğümde şöyle bir bakmadan edemiyorum. Evet, tıpkı kapaktaki gibi kadın kahramanımız Blaire platin sarısı saçlı, genç bir kız. Erkek kahramanımız Rush ise manken vücutlu, rockçı tipli bir afet.

New adult kitaplarını artık çoğunuz biliyorsunuzdur. Üniversite çağlarında geçiyor ve young adult kitaplarına göre daha fazla cinsellik, küfür gibi yetişkin unsurlar içeriyor. Ama bir yetişkin kitabı gibi detaylı değil elbette. Ancak okuduğum new adultlar arasında, Fallen Too Far cinselliğin en açık işlendiğiydi. Bu beni rahatsız etti mi? Hayır. Sadece bir uyarı niteliğinde belirtme gereği duyuyorum.

Kitabın başında on dokuz yaşındaki, annesini yeni kaybetmiş Blaire gidecek başka bir yeri olmadığı için yıllardır yüzünü görmediği babasının evine gidiyor. Tabii elinde silah olmasına rağmen henüz saf olan kızımız babasının yeni karısıyla tatilde olacağını tahmin edemiyor. Elinde 20 dolar ve kamyonetinden başka bir şey yok Blaire'ın. Babasının evinde, daha sonra üvey kardeşi olduğunu öğreneceği ve aslında evin sahibi olan Rush'ın öküz tavırlarını görünce de sokakta yatmayı bile düşünüyor.

17 Nisan 2013 Çarşamba

Kitap Yorumu: Ten Tiny Breaths - K.A. Tucker


“Just breathe. Ten tiny breaths … Seize them. Feel them. Love them.” 
"Sadece nefes al. On küçük nefes. Benimse onları. Hisset onları. Sev onları."

Ten Tiny Breaths... "Ne kitaptı ama!" diye bileceğim nadir eserlerden. Hararetle geçen vize dönemimin sonlarına yaklaşırken, fena hâlde New Adult açlığı çekmekteydim. O duyguyu size anlatamam. Bir tane okumak için birkaç parmağımı feda edebilirdim! Ancak sınavlar o kadar yoğundu ki değil okumak, elime bir kitap bile alamadım. Son 1 tane kalmışken, dün bu açlığımı sonunda dindirmeye karar verdim. 

Bu kitap hakkında çok şey okudum diyemeyeceğim. Çünkü okumadım. Birkaç yoruma şöyle bir göz attım. Ancak Goodreads puanı 4.36. Ve canım aşırı şekilde depresyona sokacak bir kitap çektiği için -hep Hanife (Romancekolik)'den bulaştı bunlar- ilk olarak elim Ten Tiny Breaths'e gitti.

Dediğim gibi, kitap hakkında pek bir şey okumadım ve iyi ki de öyle yapmışım! Başka türlü bu kadar duyguyu aynı anda yaşayamazdım. Hakikaten bir duygu patlaması yarattı bende kitap. Özellikle yarısını geçtikten sonra her şey o kadar üst üste ve dolu dolu geldi ki, bir ara ne hissedeceğimi şaşırdım. Karakterlerin kurgulanışını çok gerçekçi buldum. Ve kurgunun da aynı şekilde. Öyle her şey bir anda olup bitmiyordu. 

Biraz kitabın içeriğini anlatacak olursam; Kacey anne-babasını, en yakın arkadaşını ve erkek arkadaşını bir araba kazasında, kendinin de içinde olduğu bir kazada, kaybetmiştir. O günden beri tamamen başka bir Kacey olmuş, hayata yalnızca on beş yaşındaki kız kardeşi Livie için tutunmuştur. İki kardeş, teyze/halalarının yanında kalmaktadırlar ancak kadının kocasının bir gece Livie'yi taciz etmesinden sonra Kacey kardeşini de alarak Miami'ye kaçar. İkisi, orada yeni bir hayat inşa etmeye çalışırlar. Eski püskü bir apartman dairesine taşınırlar. Ancak taşındıkları apartmanda özellikle Kacey'nin hayatta istemeyeceği bir şey onları beklemektedir.

6 Nisan 2013 Cumartesi

9. ÜKG Blog Turu: Tatlı Bela - Jamie McGuire


ÜKG'nin 9. blog tur kitabı Yabancı Yayınları'ndan çıkan ve çok konuşulan Tatlı Bela. Yani bu turda kitap hakkında pek çok yorum, tanıtım okuma şansına sahip olabileceksiniz.

Tur takvimi;

04.04 | Kitab-ı Sevda - Ön Okuma + Tatlı Bela Öncesi, Sonrası ve O An
05.04 | Kağıt Kız - Kitap Yorumu + Bad Boy Olmanın Altın Kuralları
05.04 | Kitap Esintisi - Kitap Yorumu
06.04 | Yorumbaz - Kitap Yorumu + Buradan Bir Bad Boy Geçti!
06.04 | Kitap Hayvanı'nın Günlüğü - Kitap Yorumu + Soundtrack
07.04 | Zimlicious - Yazar ile Röportaj
07.04 | Romancekolik - Kitap Yorumu


Tanıtım:


Tür: Yeni Yetişkin,  Romans
Yayıncı: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 424
Orijinal Ad: Beautiful Disaster
Orijinal Dil: İngilizce 
Çeviren: Boran Evren



Abby Abernathy karanlık geçmişiyle arasına mesafe koymuş olan, alkol kullanmayan, küfür bile etmeyen kendi halinde bir kız, fakat hayatını dövüşerek kazanan ve vücudu dövmelerle kaplı yakışıklı Travis Maddox onun hayatını değiştireceğe benziyor. İyi kız ve kötü çocuk… Bu birliktelik bir aşkın mı habercisi yoksa bir felaketin mi? Tatlı Bela sadece bir “bestseller” değil, uluslararası bir fenomen. Yayımlandığı günden beri tüm dünyada büyük yankı uyandıran bu kitabı okumayan kalmayacak.







Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...