31 Aralık 2014 Çarşamba

Manga Yorumu: Uzumaki - Junji Ito


Şu sıralar ben manyak korku mangaları okuma hastalığına kapılmış durumdayım. Nasıl, ne zaman başladı bilmiyorum. Bir baktım ki uyumadan önceki vakitlerimin vazgeçilmezi olmuş. İlk başlarda korkarım, uyuyamam diye çekinmiştim fakat kitaplardaki korku unsurları beni film ya da dizilerdeki kadar etkilemiyor. Dolayısıyla korku mangalarını zevk alarak, gönül rahatlığıyla okuyabiliyorum.

Junji Ito, H.P. Lovecraft ve Kazuo Umezu (ki kendisi ödüllü bir korku mangakasıdır) hayranı ve korku mangaları yazıp çizmekten aşırı zevk alan bir amca. Korku mangalarını araştırırken ilk dikkatimi çeken isimlerden biriydi. Sadece yazıp çizmekle kalmıyor, yarattıklarını deneyimlemeyi de seviyor olacak ki Uzumaki'de bize buna dair ipuçları bırakmış.

Gelelim Uzumaki'ye. Yazının bundan sonraki kısmı manga hakkında detaylı bilgi ve hassas bünyelerde ters tepecek korkunç ve kişiye göre iğrenç unsurlar içerebilir. 


Üç ciltten oluşan manga, lanetli bir kasabada geçiyor. Uzumaki (うずまき), Japonca'da girdap ya da spiral demek. Zaten manganın ana konusu, ayrıca bir süre sonra her yerde görmeye başlayacağınız unsur da spiraller. Kurôzu-cho, Japonya'da küçük bir kasaba. Ama dediğim gibi biraz (!) lanetli bir kasaba. Manganın ana karakteri Kirie Goshima'nın erkek arkadaşı Shuichi Saito'nun babasıyla fark edilir olmaya başlayan bu lanet giderek yayılıyor, yayılıyor ve sonunda tüm kasabayı yok edecek güce erişiyor. 

Bir süredir tuhaf bir sisin kapladığı kasabada, nereden geldiği belli olmayan bu sis insanları etkilemeye başlıyor. İlk açık göstergesi Shuichi'nin babasının spirallerle kafayı yemesiyle oluyor. Adam, bulduğu her spirali eve getiriyor, özellikle spiral şekilli şeyler aramak için kasabanın her yerini dip bucak dolaşıyor. Akıl sağlığı git gide kötüye giderken, Shuichi'nin duyduğu kötü hisler de bir o kadar artıyor. Babasının spiral arayışı korkunç bir şekilde ölümüyle sonlanınca, spiral hastalığı kasabalılar arasında daha hızlı bir şekilde yayılmaya başlıyor.

Shuichi'nin babasının cesedinin yakılmasının ardından, onun küllerinden çıkan duman göğe ulaşınca gökyüzündeki spiraller çok daha korkunç bir hâl alıyor. Ve bundan sonra insanlardaki spiral takıntısı artıyor ve akla bile gelmeyecek yerlerde ve şekillerde spiraller belirmeye başlıyor.

Hep derim; eğer birileri gerçekten korkunç bir şeyler yaratmayı başarabiliyorsa bunlar Japonlardır. Nasıl yapıyorlar bilmiyorum ama ürkütücü unsurları bulup işlemekte son derece başarılar. Sanırım biraz da bu yüzden korku mangaları arayışına başladım. Gerçi korkmadım diyorum ama mangayı okuduktan sonra gözümün önünde spiraller belirmeye başlamadı değil. 

Mangada spiral şekli kullanılacak her yerde kullanılmış. Zaten çizimleri bir harika. Bir de bu gizli spiraller her yerde karşıma çıkmaya başlayınca bir süre sonra evdeki spiral şekilli şeyler gözüme çarpmaya başlar oldu. O yüzden aman dikkat; çok uzun süre bakmayın!


Tabii bölümler ilerleyip spiraller insanlara kafayı yedirtmeye ve artık her sahnede önünüze fırlamaya başlayınca "Yeter artık yeter!" diye isyan etmek istiyorsunuz. Fakat elbette ki bitmiyor. Daha da artarak, daha da gelişerek ve daha da iğrençleşerek geliyorlar. Junji Ito, hakikaten sizin spiral olduğunu bile fark etmediğiniz şeyleri bulmuş, şekillendirmiş ve mangasına koymuş. Elindeki malzemeleri öyle ustaca kullanmış ki hiç yadırgamıyorsunuz. 

Benim için spirallerden gerçek anlamda tırsmaya başlama olayı ikinci ciltteki sivri sinekler ve bebekler ikilisiyle oldu. Öncelikle konunun kullanımını oturduğum yerde alkışladım, sonra ufaktan etkilenmeye başladım. Zira tam uykuya dalmadan önce sivri sinekler kulağımın dibinde vızıldamaya başlamıştı ve şüphesiz ki normal insan evlatlarını en çok etkileyen unsurlardan bebekler işin içine girdiği için garip durumdaydım. Yani bana göre manganın en ürkütücü cildi ikincisi. 


Onun dışında beni bayağı bayağı iğrendiren kısım salyangozların olduğuydu. Okuduğunuzda (eğer okursanız) ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Fazla bir şey söylemeye gerek yok. Mangada tanışacağınız her karakter spirallerin bir şekilde etkisine maruz kalıyor. Kirie, her ne hikmetse, o kadar olay sonrasında bile yeni şeyler olduğunda "Neden oldu bu şimdi?" diyebilecek saflıktaki bir karakter. Erkek arkadaşının manyak gibi sürekli "Kaçalım bu kasabadan" ya da "Çok tuhaf şeyler hissediyorum. Spirallerle alakalı şeyler." gibi uyarılarına ve öngörülerine rağmen hem de. Kasabanın her bir adımını spiraller basınca "Bu salaklar niye basıp gitmiyor şu lanet kasabadan?!" diye atarlanıyorsunuz bir güzel ama onun cevabını son ciltte mangaka size veriyor. Tabii olayları daha önceden sezip, kasabayı daha önce terk etselerdi ne olurdu orası bilinmez.

Açıkçası manganın sonu benim için bir hayal kırıklığı. Bu olayı çok ilginç yerlere bağlayacağını beklerken pek de anlam veremediğim ve beni tatmin etmeyen bir nedene bağladı spiral baskınını. Onun dışında mangayı okurken bol bol tiksinmekle beraber eğlendim. (Çünkü psikopatım.) Sonunu görmezden gelirsek, özellikle ikinci ciltteki şaşırtıcı ve çıldırtıcı unsurlarıyla başarılı bir korku mangası olduğunu söyleyebilirim. Mideniz kaldırıyorsa tabii.

Korku mangaları serüvenim burada bitmedi! Manyak eylemlerim devam edecek!

Not: Mangayı okumak isterseniz şuradan ulaşabilirsiniz. Türkçe çevirileri de mevcut. Ayrıca malum yerde İngilizce versiyonunu da kolaylıkla okuyabilirsiniz. Tabii ne yapıyoruz; mangakayı desteklemeyi unutmuyoruz! (Sosyal mesaj)

Puan: 3,5


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...