İlk önce söylemek istiyorum ki, kitabın isminin çevirisini
çok beğendim. Orijinal adı Everneath. Yerkara olarak çevrilmesi çok iyi olmuş.
Benim aklıma dahi gelmezdi, çok uyumlu olmuş.
Yerkara, Brodi Ashton’un aynı adlı üçlemesinin ilk kitabı.
Kitap, mitoloji ve aşkın harmanladığı başarılı bir genç yetişkin romanı örneği.
Bir kere çok hızlı okunuyor. Öyle ki, bir gece oturdum ve 334 sayfalık kitabın
yüzde yetmişini okudum. Sabah kalktığımda ise geri kalan kısmını okudum.
Yerkara’nın böyle hızlı okunmasının nedeni tabii ki hikâyenin akışı. Yazarın
anlatımı oldukça sade. Bunun yanında merak unsurları ve karakterler sizi
kitabın içine anında çekiyor.
Peki, nedir bu Yerkara? O, bir tür yer altı şehri. Hani
Hades’in Ölüler Ülkesi gibi. Ancak Yerkara’ya ölünce gitmiyorsunuz. Aksine,
sonsuza kadar yaşamayı seçtiğinizde gidiyorsunuz. Buranın sürekli sakinlerine
Sonsuzyaşamcılar deniyor. Sonsuzyaşamcılar, sonsuzluklarını Yerkara’ya
getirdikleri ölümlü insanların enerjilerine borçlular.
Nikki, bir yıl önce yaşadığı kötü gecenin ardından Cole’la
Yerkara’ya gitmeyi seçti. Şimdi, yaşam enerjisi ve hafızasının bir kısmı
kaybolmuş halde Yeryüzey’e, yani bildiğimiz dünyaya, döndü. Nikki’yi mümkün
olmadığı sanıldığı gibi Yerkara’dan kurtaran bir şey var; sürekli düşündüğü eski sevgilisi Jack.
Nik, Yeryüzey’e döndü dönmesine, ancak burada istediği kadar
uzun kalamayacak. Çünkü aslında eski yaşamına Jack’i doyasıya görmek ve
ailesiyle son kez vedalaşmak için gördü. Omzundaki Gölgeler’in açtığı yara onun
Yerkara’ya ait olduğunun bir kanıtı. Nikki, eğer Cole’un istediği gibi
Yerkara’ya dönmezse, oranın çok daha karanlık bir yerine, Tüneller’e gitmek
zorunda kalacak.
Kitap, aşk ve melankoli konusunda oldukça doyurucu. Nik ve
Jack’in arasındaki ilişkisi çoğumuzun kalbini hızlandıracak türden. Elbette bir
de Cole var. Nik onunla kalbi kırık olduğu için gitti ama Cole’un içinde hâlâ
ümit var. Açıkçası ben Cole’u da Jack’i de çok sevdim. Dediğim gibi, Nik ve
Jack’ın aşkı içime işledi ancak ortada kalan kötü çocuk Cole’a da üzülüyorum.
Tahmin edersiniz ki bunda kendisinin “kötü çocuk” ve “sarışın” olmasının etkisi
büyük. Yine de nefret edilesi bir karakter değil zaten Cole. O yüzden Nik ve
Jack kavuşsun, Cole da huzuru kollarımda bulsun diyorum. :D
Yerkara’nın melankolik bir yanı olduğunu söylemiştim.
Kitaptaki kaybolmuşluk duygusu ve Nikki’nin yaşadıkları sizi alıyor götürüyor.
Bunun içimi boğduğunu falan sanmayın sakın. Aksine, hoşuma gitti. Çünkü yazar
her şeyi dozunda işlemiş.
Hades ve Persephone mitinin yeri bende ayrıdır. Yerkara’da
hem bu mitten hem de Orpheus ve Eurydice, Osiris gibi mitolojik hikâyelerden
ilham alınmış. Bir mitoloji âşığı olarak kitaba karşı biraz daha olumlu bakmamı
sağladı bu.
Eğer rahat okunacak, farklı bir YA romanı okumak
istiyorsanız Yerkara’yı kesinlikle öneriyorum!
Yerkara/Everneath'in fragmanı:
Puan: 4
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder