Kitap Hayvanı'nın Günlüğü: 6. ÜKG Blog Turu: Kutsanmış Kan

Merhabalar,

ÜKG Blog Turları her zamanki gibi hız kesmeden devam ediyor. Her ay sizler için ayrı bir kitabı inceliyoruz bildiğiniz gibi. Bu ay, 6. Blog Turu'muz için Kutsanmış Kan'ı seçtik. Aslında bu blog tur bir hafta sonra olacaktı, fakat sizlere hazırladığımız heyecanlı mı heyecanlı sürpriz dolayısıyla bir hafta erkene aldık. Sürprizimiz ile ilgili bilgileri ÜKG Facebook sayfasından takip edebilirsiniz.

Şimdi gelelim 6. Blog Tur'a. Fazla konuşup uzatmadan, en iyisi sizi yazar Samantha Young ve diğer kitapları ile ilgili bilgiler bulabileceğiniz yazıma ve Kutsanmış Kan yorumuma alayım.

İyi eğlenceler! Ve desteklerinden dolayı Martı Yayınları'na teşekkürler!

Samantha Young Kimdir?

Samantha, Stirlingshire, İskoçyalı USA Today ve New York Times Bestseller yazarıdır. Edinburgh University'deki ilk yılında antik ve ortaçağ tarihi, daha sonra ise klasik edebiyat dersi almıştır. Ve bunlar The Tale of Lunarmorte serisine fikir kaynağı olmuştur. Hatırlayamadığı kadar uzun süredir, aklınıza gelecek her türde yazmaktadır. 2011'de işi profesyonelliğe dökerek self-publishing yapmış, yani kendi kitaplarını kendi yayımlamaya başlamıştır.

Samantha, müzik ve kitapları sentez hâline getirmiş yazarlardandır. Ona en sevdiği yazarları ya da grupları sorduğunuzda size bir sürü isim sayacaktır. Hattâ saydığı o isimlere buradaki sitesinden ulaşabilirsiniz.

Yazarın tamı tamına 6 adet serisi vardır. Bunlardan The Tale of Lunarmorte ilk yazdığı serisi olup, 3 kitaptan oluşmaktadır. Diğerleri ise Kan Günlükleri/Warriors of Ankh, Fire Spirits, The Fade, Drip Drop Teardrop gibi fantastik ağırlıklı, genelde young adult/genç yetişkin gruba yönelik serilerdir. 2012'de yayımlanan On Dublin Street ise yetişkinlere yönelik, geçen yıla damgasını vuran romance kitabıdır. Daha sonra serileştirilmesine karar verilmiştir. Serinin devam kitabı Down London Road'ın 7 Mayıs'ta çıkması bekleniyor.

On Dublin Street'in blogumdaki yorumu için tık.

"Kutsanmış Kan" Hakkında:

Tür: Genç Yetişkin, Fantastik, Paranormal, Mitoloji
Yayıncı: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 280
Orijinal Ad: Blood Will Tell
Orijinal Dil: İngilizce
Çeviren: Gülfem Çırak

Eden bir "Kutsanmış", Ankhlar'ın deyimiyle bir Ruh Yiyici'dir. Kutsanmışlar, insanların ruhlarıyla beslenerek hayatta kalabilen canlılardır ve bunu ilk yaptıklarında bir insanın ruhunu tamamen almaları yani onu öldürmeleri gerekmektedir. Henüz bunu gerçekleştirmeyen Eden, her an artan açlığına karşı büyük mücadele vermektedir. Bunun en büyük nedeni de, bir insan olduğunu sandığı Noah'dır.
Eden, çok sevdiği arkadaşı Noah'nın aslında insan değil de, Kutsanmışlar'ı avlamakla görevli bir Ankh olduğunu öğrenir ve büyük hayal kırıklığı yaşar. İhanete uğradığını düşünen Eden öfkeye teslim olur ve ilk ruhunu almaya karar verir. Diğer yandan onu bu durumdan kurtarmaya çalışan Noah ve diğer Ankhlar, Edenin bu dürtüsünü yok etmek için planlar yapmaktadır. Bir yanda kızgın, kırgın ve öfkeli bir Ruh Yiyici, diğer yanda ona doğruyu göstermeye çalışan bir Ankh vardır şimdi…

Yorum:

Kan Günlükleri serisinin ilk kitabı Kutsanmış Kan, bizi bildiğimiz paranormal yaratıklardan uzaklaştırıp, yeni bir tür yaratıyor. Bu kez Ruh Yiyiciler'imiz yani Kutsanmışlar ve Ankhlar var. Ruh Yiyiciler, kendilerine verdikleri isimle Kutsanmışlar, insanların ruhlarını emerek hayatta kalan kötücül yaratıklar. Doğaüstü yeteneklere sahipler. Hız, fazladan güç, insanları manipüle etme mesela. Ve insanları sırf beslenmek için ruhlarını emerek tükettikleri yetmezmiş gibi, aralarında onları öldürmekten aşırı derecede zevk alan psikopatlar da var. Eden'ın babası Ryan gibi.

Eden da aslında Kutsanmışlar'dan biri. Ancak o henüz "uyanmadı", yani bir ruh emmedi. Elbette Eden, uyanışının yakın olduğunu biliyor. Neyse ki ona istemediği bu işten kurtulması için zaman kazandıran iki kişi var; ağabeyi Stellan ve tek arkadaşı Noah. Stellan, küçüklükten beri Eden'i babasından ve onun psikopatlıklarından koruduğu ve ona her daim sevgi gösterdiği için onun her şeyi. Fakat o da Eden'ın tam bir Ruh Yiyici'ye dönüşmesi gerektiğinin farkında. Üstelik Eden uzun bir süre boyunca doğasına karşı gelip, beslenmezse ölecek.

Noah'ın da "farklılık" konusunda Eden'den aşağı kalır yok esasen. Eden'in henüz haberi olmasa da Noah bir Ankh. Ankhlar yüzyıllardır Ruh Yiyiciler'i öldüren bir soy. Onlar ölümsüzler, müthiş dövüş yetenekleri var ve çok nadir doğuyorlar. Bir yüzyılda birkaç kişi falan. Noah'ın görevi, Eden'ı uyanmadan önce durdurmak. Bunun için uzun bir süreci tercih etmesinin ve kıza diğer Kutsanmışlar'dan ayrı muamele etmesinin tahmin edeceğiniz gibi bir nedeni var.

Kutsanmış Kan'da yazarın yarattığı bu yeni türler mitolojik bir altyapıya bağlanmış. Samantha, "Ankh" isminin çağrışım yaptığı gibi, Mısır Mitolojisi'nden esinlenmiş. Tıpkı Ankhlar gibi Ruh Yiyiciler'i avlayan Neithler, Tanrıça Neith'ten geliyor örneğin. Yine Ruh Tanrıçası Bat ve Seshemetka, Djen gibi eski Mısır hükümdarların adları da geçiyor kitapta. Bu mitolojik unsurları ve yorumlanışlarını sevdim.

Kitap, oldukça rahat ve kısa sürede okunabiliyor. Sanırım en çok sevdiğim özelliği bu oldu. Bir solukta bitireceğiniz türde Kutsanmış Kan. Üstelik, sade anlatımıyla sizi ne yoruyor ne de kafanızı karıştırıyor. Okurken sizi içine alıyor ve bitene kadar bırakmıyor adeta. Ancak kitabın çok da muhteşem bir kurgusu olduğunu söyleyemem. Ankhlar'ı ve diğer yeni soyları oldukça farklı ve etkileyici buldum ancak karakterlerle çoğu kitapta olduğu gibi iç içe giremedim. Özellikle Eden'ın duygularının anlatımında birkaç eksiklik olduğunu düşünüyorum. Ve dediğim gibi, kurgu bazı yerlerde aşırı tahmin edilebilirdi. Yani Kutsanmış Kan sizi ağzınızı açık bırakacak derecede şaşırtmıyor.

Tüm bunlara rağmen kitaptan zevk aldım. Kesinlikle okuduğuma pişman değilim. Hattâ devam kitaplarını okumak istiyorum. Açıkçası kafa dağıtmak, size bir günlüğüne dış dünyayı unutturacak bir kitap istiyorsanız Kutsanmış Kan kesinlikle size göre!

Puan: 3