3 Kasım 2011 Perşembe

Kitap Yorumu: Boleyn Kızı - Philippa Gregory

 
Uzun zamandır okumak istediğim ama bir türlü elimin değmediği kitaplardan biriydi Boleyn Kızı. Tarihe, İngiltere'ye ve Ortaçağ'a olan merakımdan dolayı benim için harika bir seçenek olacaktı bu kitap ama hem araya sıkıştırdığım kitaplardan hem de emin olamadığımdan başlamak nasip olmamıştı. Sonra hiç düşünmediğim bir anda Akmar'da neredeyse yarı fiyatına bulup da aldım, bundan sonrasını pek çok okuyucu bilir: Kendi kendine gülümsemeler, durduk yere kitaba bakmalar, sonunda başarmanın verdiği mutluluk... 

Derslerden dolayı bir haftaya yaydığım okuma süreci oldukça keyifli geçti. Evet, kitap tamamen İngiliz sarayını kapsıyor ve bol bol entrika kokuyordu ama sürükleyiciydi. İnsanı içine hapsetmeyi iyi başarıyordu. Birkaç sene önce filmini izlememe rağmen ne kadar farklı olduğunu görüp şaşırdım. Tabii ki 800 sayfalık kitabı bir buçuk saatlik filme sıkıştırmak kolay değil, yine de bazı değişiklikler insanın gözüne adeta batıyordu. Genel yorumuma gelecek olursak; konuya hakim olmama rağmen sıkılmadan okuduğum, ileride ne olacak diye merak ettiğim, ağzımda güzel tatlar bırakan bir kitaptı. Philippa Gregory'nin anlatım tarzını sevdim. İç baskının güzelliğini de unutmamak gerek. Sadece pek çok yerde hızlı konu atlayışları olduğunu düşünüyorum. Ancak çok uzun bir dönemi kapsadığı düşünülürse bu da yok sayılabilir.

Konu ise kısaca şöyle: Mary Boleyn küçük yaşta ailesi tarafından evlendirilmiş ve kraliçenin yanında çalışmak üzere saraya gönderilmiştir. Ancak İngiliz kralı Henry Tudor'un ilgisini çekmesiyle ailesi tarafından kocasından uzaklaştırılır ve yavaş yavaş kralın yatağına gönderilir. Bir sürü kez düşük yapmış, krala veliaht verememiş, bir prenses annesi olan Kraliçe Katherine ise bu durumdan rahatsız olmasına rağmen kocasına olan sadakatini sürdürür ve sesini çıkarmaz. Mary, kralın uysal başlı metresi olmuştur. Üstelik biri kız biri oğlan iki çocuğunun da annesidir. Ancak  çapkınlığıyla ün salan kral bir süre sonra ondan da sıkılır ve ateşli ablası Anne Boleyn'in varlığıyla kendinden geçer. Mary'nin aksine oldukça inatçı, büyük hayalleri olan Anne kralı elinde tutmayı kız kardeşinden çok daha iyi başarır. Gerisini bir çok kişi biliyordur. Anne'in kraliçe olmak için yaptıkları, içine erkek kardeşleri George ve Mary'i de karıştırdığı hain planlar ve entrikalarla dolu bir dönem. 

Aslında saymakla bitmeyecek kadar olay geçiyor kitapta. Hem spoiler olmasın diye hem de hepsini hatırlayamayacağım için daha fazla detaya girmemeyi tercih ediyorum. Boleyn Kızı "Tudor" serisi diye bilinen serinin ülkemizde çıkan ilk, kronolojik sıraya göre ikinci kitabı. Artemis Yayınları seriyi kitapların popüleritesine göre çıkarmayı tercih etmiş. Geçen döneme göre, yani kronolojik sıra ise şöyle:

1.Mahkum Prenses
2.Boleyn Kızı
3.Boleyn Mirası
4.Kraliçenin Soytarısı
5.Bakirenin Aşığı
6.Öteki Kraliçe

Gönlünüzün istediği sırayla okuyabilirsiniz. Ben Boleyn Kızı'ndan başlamayı tercih ettim. Ve seriye de biraz kronolojik sırayı esas alarak devam edeceğim. Ortaçağ toplumsal hayatı ve saray hayatı ile ilgili işime yarayacak, keyifli bilgilere ulaştığım bu kitabı benim gibi okumaya çekinenler varsa okumalarını tavsiye edebilirim.

Keyifli okumalar.

Puan: 4


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...