N.K. Jemisin yepyeni bir dünya yaratmış. Kahramanımız Yeine Darr'ın yaşadığı bu dünyanın adı Yüz Bin Krallık. Pek çok ülkeye bölünmüş bu dünyanın bir zamanlar üç adet tanrısı var imiş. Aydınlığın Tanrısı İtempas, Karanlık Tanrı Nahadoth ve Alacakaranlık Tanrısı Enefa. Ancak bu üç kardeşten ikisi İtempas'tan farklı bir yol izlemeyi tercih etmiş. Böylece Tanrılar Savaşı başlamış. Tanrılar Savaşı'nda galip gelen İtempas olmuş. Nahadoth ve onun yarattığı diğer Tanrılar, Aydınlık Tanrısı tarafından esir alınırken, Enefa öldürülmüş.
Yeine, Yüz Bin Krallık'ın küçük ve barbar kabilelerinden biri olan Darr'ın reisi. Ancak o aslında tam bir Darr'lı değil. Damarlarında Arameri kanı taşıyor. Arameriler İtempas'ın yarattığı düzende dünyayı yöneten soy oluyor. Yani bu ırktan gelenler Yüz Bin Krallık'ı yöneten hanedanı oluşturuyor.
Yeine'nın, büyükbabası Dekarta tarafından saraya çağrılmasıyla başlıyor kitap. Dekarta, şu anki Arameri hükümdarı. Ülkeyi yöneten soylu meclisin başı. Ancak artık çok yaşlanmış ve varislerini belirleme zamanı gelmiş. Kızı, yani Yeine'nin annesi, çok yakın bir zamanda hayatını kaybetmiş. Ki hayatta olsa bile bir şey ifade etmeyecek aslında. Çünkü, kızı yıllar önce Arameri olmayan bir erkek için sarayını, dolayısıyla varis olma hakkını kaybetmiş. Bu yönden düşünülünce Yeine'nin tekrar saraya çağrılması tuhaf gibi görünüyor. Zaten o da bu konuda hayli kafa yoruyor. Şimdi Dekarta onu, kuzenleri Scimina ve Relad'la beraber varislik yarışlarını dahil ediyor. Altından bir bit yeniği çıkacağı kesin, değil mi?
Yüz Bin Krallık'ın başkenti Gökşehir'de, soyluların yaşadığı sarayın adı Göksaray. Ve bu sarayda aradığınız her şeyi bulmanız mümkün. Bir kere bol bol entrika dönüyor. Artık Yeine'nin de dahil olmak zorunda olduğu entrikalar... Göksaray'da, meclis üyelerinden hizmetlilere kadar herkes az çok Arameri kanı taşıyor. Fakat daha düşük soylu olanlar, daha düşük işlerde çalışıyorlar.
Bir de Tanrılarımız var elbette. Göksaray'ın koridorlarında onlara da rastlamak mümkün. Ama beklenileceği gibi tüm ihtişamlarıyla karşımızda dikilmiyorlar. Aksine, İtempas'a yenik düşmüş Tanrılar Arameriler tarafından dışlanıyor, çoğu zaman kullanılıyorlar. İtempas'ın onlara verdiği cezalardan biri de Aramerilerin emir kipi kullanarak söylediği her şeyi yapmak zorunda olmaları. Bu arada bu sürgün Tanrılara Enefadehler deniyor. Yeine'nin Enefadehler'le tanışması çok uzun sürmüyor. Çocuk ruhlu Tanrı – benim de çok sevdiğim – Sieh'le ve kesinlikle kitaptaki favori karakterim Karanlık Tanrı Nahadoth'la tanışıyor.
Nahadoth, her belirişinde heyecanlandığım kişi olarak gönlümde dev gibi bir yer edindi. Ciddi söylüyorum; adam – Tanrı mı desem? - karizmatik, KARANLIK, gizemli, seksi ve çok daha fazlası. Sarayda hapis olmasına rağmen böyle, bir de özgür olduğunu düşünün...
Yeine'ye geri dönecek olursak, bana Amazonları hatırlatan bir kabileden geliyor kendisi. Haliyle güçsüz olması beklenemez. Hançeri sürekli sırtında ve hisleri de tetikte. Lâkin, tüm dikkatini verse bile Göksaray'daki tehlikeler her yanını sarmaya devam ediyor. Kuzenleri, onu varislik yarışında alt etmeye çalışıyor; Dekarta'nın ve diğer saray ahalisinin ondan bir şeyler sakladığı kesin ve Enefadehler onu istiyor. Ayrıca, annesinin ölümüyle ilgili sır perdeleri aralanmak için onu bekliyor. Yeine'nin artık Darr'a dönmesi çok zor gibi gözüküyor.
Yüz Bin Krallık'a bayıldım! Detaylarla renklendirilmekten kaçınılmamış. N.K. Jemisin resmen yepyeni bir mitoloji yaratmış ve okurken hiçbir şekilde yadırgamıyorsunuz. Tanrıların düştüğü hallere hayıflanıyor, Yeine'yle sırları keşfettikçe yerinizden zıplıyorsunuz. Son zamanlarda okuduğum en özgün ve en başarılı kitaplardan Yüz Bin Krallık. Çok çok çok sevdim. Miras Üçlemesi'nin devam kitaplarının çıkmasını ip değil, halatla çekiyorum!
Yeine'ye geri dönecek olursak, bana Amazonları hatırlatan bir kabileden geliyor kendisi. Haliyle güçsüz olması beklenemez. Hançeri sürekli sırtında ve hisleri de tetikte. Lâkin, tüm dikkatini verse bile Göksaray'daki tehlikeler her yanını sarmaya devam ediyor. Kuzenleri, onu varislik yarışında alt etmeye çalışıyor; Dekarta'nın ve diğer saray ahalisinin ondan bir şeyler sakladığı kesin ve Enefadehler onu istiyor. Ayrıca, annesinin ölümüyle ilgili sır perdeleri aralanmak için onu bekliyor. Yeine'nin artık Darr'a dönmesi çok zor gibi gözüküyor.
Yüz Bin Krallık'a bayıldım! Detaylarla renklendirilmekten kaçınılmamış. N.K. Jemisin resmen yepyeni bir mitoloji yaratmış ve okurken hiçbir şekilde yadırgamıyorsunuz. Tanrıların düştüğü hallere hayıflanıyor, Yeine'yle sırları keşfettikçe yerinizden zıplıyorsunuz. Son zamanlarda okuduğum en özgün ve en başarılı kitaplardan Yüz Bin Krallık. Çok çok çok sevdim. Miras Üçlemesi'nin devam kitaplarının çıkmasını ip değil, halatla çekiyorum!
Kitap için DEX'e sonsuz teşekkürler!
Yorum: 5
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder