Bu kitap fevkaladenin fevkinde, efendim.
The Golden Dynasty'i çok sevgili Romancekolik şiddetle öneriyordu uzun zamandır, en sonunda küçük bir etkinliğimsi çerçevesinde birkaç arkadaşla beraber okuma kararı aldık. Aslında iyi ki öyle yaptık; çünkü ben hem kitap okuma etkinliklerine ve başkalarının benimle aynı kitabı okurken ki duygularını bilmeye bayılıyorum, hem de böylece tatil zamanına denk geldi ki eğer vaktimin bu kadar bol olmadığı bir zamanda okusam devamını getirmek için çıldırırdım.
Evet, kitap o kadar iyiydi. Sürükleyici, etkileyici, ici ici vs. vs. Şöyle ki; okuyan pek çok kişi ana karakterlerimizi Game of Thrones'un Daenerys Targaryen ve Khal Drogo'sunu benzetmiş, ben de onlara kesinlikle katılıyorum. Dizinin de serinin de sıkı bir hayranı olarak bu benzetmeyi yerinde ve pozitif buldum. Pozitif, çünkü Dany ve Drogo'nun hikâyesini devam ediyormuş gibi düşünmek, üstelik çok daha gönlüme uygun bir sonla noktalandığını görmek feci halde içimi rahatlattı. Bu yüzden kitap boyunca bol bol sırıttım sanırım.
Khaleesi Daenerys Targaryen ve Khal Drogo |
Dax Lahn, ilk zamanlar ona tam bir vahşi gibi davranıyor. Lahn gerçek bir savaşçı ve tabii alfa erkek. Birbirlerinin dillerini anlamıyorlar (kızımız ingilizce, Dax da Korwakh dili konuşuyor), kültürleri son derece farklı, Circe henüz bu vahşi yaşama alışamamış ama bir şekilde ikisi iletişim kurmayı başarıyorlar. Söylemeden geçmeyeyim; farklı dillerdeki anlaşma çabaları çok tatlıydı. Kitapta, Korwakh dili yaratılmış ve biz de Circe'yle beraber arada kafamız karmakarışık olarak, dili öğrenmeye başlıyoruz. Sadece dile de değil, Korwakhların yaşam tarzlarına ve elbette Lahn'a da alışıyoruz yavaşça.
Sahiplenici, otoriter, kimi zaman "öküz, ayı" şeklinde çığırmama sebep olan Lahn'ın içindeki romantiği keşfetmemizle beraber, kendisi sadece 'ayı'lıktan "romantik ayı"ya terfi ediyor. İnsan özünde neyse odur tabii, arada salıveriyor o eski benliğini. Yine de Circe ve Lahn'ın ilişkisi dişi okuyucuların yüreklerini hoplatacak cinsten.
The Golden Dynasty efsanesine gelecek olursak; Circe'nin gelişiyle beraber halk arasında bazı dedikodular dolaşmaya başlıyor. Yeni kraliçenin, yani Dahksahna'nın, eski efsanelerde adı geçen rahna Dahksahna (Altın Kraliçe) olduğunu düşünüyorlar. Circe de farkında olmadan bu düşünceyi onaylayan hareketler yapıyor. Korwakhlar bu altın ve savaşçı kraliçenin The Golden Dynasty yani Altın Hanedanı'nı getireceğine inanıyorlar.
Kitap boyunca, sevimli, cıvıl cıvıl Circe'mizin gerçek bir Altın Kraliçe'ye dönüşmesine tanık oluyoruz. The Golden Dynasty, gülümsememi sağladı, hüzünlendirdi, heyecanlandırdı. Pek çok duyguyu aynı anda yaşamamı sağladı. Ve feci halde bağladı beni kendine. Öyle ki, kitabı kapattığımda hem mutlu hem de üzgündüm.
Eğer bu tür aşk hikayelerini, paralel evrenleri seviyorsanız ya da benim gibi sadece Dany ile Drogo'yu duyunca bile heyecanlandıysanız, kitap okumak için sizi bekliyor.
Kristen Ashley'in yazım tarzını çok sevdim. Diğer kitaplarını kesinlikle okumak istiyorum; özellikle The Golden Dynasty'nin içinde bulunduğu Fantasyland serisini.
Bu arada serinin sıralaması şöyle;
1- Wildest Dreams
2- The Golden Dynasty
3- Fantastical
4. kitap ise henüz yazılma aşamasında.
Puan: 5
Gerçekten güzel ve okumayanlar,bilgi edinmek isteyenler için iyi bir yorum olmuş. Kitabı merak ettim doğrusu. Eğer uygun bir zaman yakalarsam mutlaka okumak istiyorum. Tekrardan bu güzel yorumun için teşekkürler.
YanıtlaSil