20 Mart 2013 Çarşamba

8. ÜKG Blog Turu: Eşleşme - Ally Condie


ÜKG 8. Blog Turu'nda benim çok sevdiğim bir kitabı, Eşleşme'yi, inceliyor!

Bu kez kitap hakkında yorum yapmayacağım çünkü kitabı zaten henüz Türkçe olarak yayımlanmadan okumuş ve yorumlamıştım. O yoruma buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Bunun yerine size okurken hayran kaldığım alıntılar aktaracak ve Ally Condie'nin Eşleşme için seçtiği soundtrack'ı paylaşacağım. Umarım keyifli bir blog tur geçirirsiniz.

İşte tur programımız:


20.03 | Kitap Hayvanı'nın Günlüğü - Alıntılar + Soundtrack


Tanıtım:

Tür: Genç Yetişkin,  Distopya, Bilim Kurgu, Romans
Yayıncı: DeliDolu
Sayfa Sayısı: 325
Orijinal Ad: Matched
Orijinal Dil: İngilizce 
Çeviren: Emine Ayhan


Kimi seveceğinize, nerede çalışacağınıza, nezaman öleceğinize başkalarının karar verdiği bir dünya düşünün. Bu dünyada uzun bir hayata, harika bir işe, ideal bir eşe sahip olmak için neredeyse hiçbir bedel ödemek gerekmiyor ama bu seçimleri sizin adınıza başkaları yapıyor. Yapay bir cam fanusun içinde yaşadığınızı fark ediyorsunuz ve bilinen yegane hayat ile daha önce hiç kimsenin gitmeye cesaret edemediği bir yol arasında kalıyorsunuz. Yani mükemmeliyet ile tutku arasında... 
Kitapları çevrildiği tüm dillerde çok satan Ally Condie'den muhteşem bir fantastik kurgu.





Esas yazıma geçmeden önce sizinle Eşleşme'yi okuduktan sonraki duygularımı da ufak bir paragrafla aktarmak istiyorum:

Bir de Türkçe okudum ve duygularımdan bir şey değişmedi. Herkese hitap eden bir kitap değil kesinlikle. Aksiyon yok ama anlatılmaya çalışılan bir şey var. Ve duyguların yoğunluğu beni etkiledi yine. Cassia'nın bitkimsi, Toplum'a uygun yaşamadından sıyrılarak özgürlüğün anlamını kavraması, Ky'ın çektiği özlem ve duygusuz görüntüsünün ardındaki dolu dolu çocuk... Bilmiyorum, bu kitabın ayrı yeri var bende ve hep öyle kalacak.

Toplum'un insanlara dikte ettiği şeyleri bir de kendi dilimde okuyunca iyice içimdeki özgür kız alevlendi. Bu serinin ihtiyacı olan tek şey şimdi bağıra bağıra çıkacak bir isyan. Ve güzel bir son elbette.


Alıntılar:

Geleceğimizi beklediğimiz sırada, geçmişimizden kalma parçalara tutunmamız ne tuhaf.


"Şanslı değil, Cassia. Toplumda şans diye bir şey yoktur."

   Yarın büyükbabam da ölecek.

Birisiyle geçirdiğiniz her dakika, ona kendi hayatınızın bir kısmını verirken, onun hayatının da bir kısmını alırsınız.

... "Düşünüyorum." Gene aklımdan geçenleri okuyormuş gibi konuşuyor. "Bu hatırlamakla aynı şey değil. Hatırlamak düşünmenin bir parçasıdır ama tam olarak düşünmekle aynı şey değildir."

Öyle uysalca gitme o güzel geceye.
İhtiyarlık yanmalı, coşmalı günün sonunda;
Hiddetlenmeli, ışığın ölümüne, hiddetlenmeli.
Bilgeler ömrün sonunda bilseler de karanlığın haklı çıktığını
Onlar sözleriyle hiç şimşek çakamadıklarından,
Öyle uysalca gitmezler o güzel geceye.


"Yeşil alan, yeşil hap," dedi büyükbabam, sonra bana bakıp gülümsedi. "Yeşil gözlü, yeşilli bir kız."

Bulutlu havada Ky'ın gözleri daha açık renkli görünüyor; bulutların griliği göz bebeklerine de yansımış. Birden rahatsız edici bir düşünce geliyor aklıma: Belki de gözlerinin rengi yoktur. Üstüne ne giyerse onun rengini alıyordur, Ky'ın görevlilerin söylediği rengi alması gibi. Kahverengi giydiğinde, gözleri de kahverengiye dönüyor. Şimdi de mavi giymiş ve gözleri de mavi görünüyor.


"Sen ne düşünüyorsun?" diye ona soruyorum ben de. Her zaman yaptığı gibi gene kepenkleri kapatmasını bekliyorum: "Bugün yapmam gerekenleri düşünüyorum" ya da "Cumartesi günkü boş zaman aktivitelerini düşünüyorum" gibi gene bilindik bir cevap verecek bana.
Ama öyle yapmıyor. "Evimi," diyor gözlerimin içine bakarak.

Gene de. Ky'la olmak ve Xander'la olmak; ikisi de aydınlıkta olmak gibi hissettiriyor. Ama ikisi de loş ya da karanlık olmayan iki farklı ışıkta olmak gibi bir şey. 

Birinin hikâyesine âşık olmakla o kişinin kendisine âşık olmak aynı şey midir?

"Yağmur yağınca hatırlıyorum" yazıyor resmin altında. Kıpkızıl yanan akşam güneşinin berrak gökyüzüne çöküşünü seyrediyorum pencereden. Buluttan eser yok ama yağmur yağdığında ben de hatırlayacağım, kendime söz veriyorum. Bu kâğıdı, bu resimleri ve kelimeleri. Ky'ın bu parçasını.

Birbirimizden yavaş yavaş kopuyor olmamız, yıllarca yan yana büyüdüğümüz gerçeğini değiştirmez; köklerimiz hep birbirine dolaşık olacak.

önceleri yağmur yağarken
göz alabildiğine uzanan engin gökyüzünden,
en sevdiğim ada çayı kokusu olurdu havada
düzlüğe çıkardım gelişini seyretmeye yağmurun
ve hep getirdiği armağanları göremeye 
oysa bu defa maviden siyaha döndü yağmur
ve hiçbir şey bırakmadı
geride.

Öpüşmüyoruz. Durup nefes almaktan başka bir şey yapmıyoruz. Ama gene de biliyorum. Artık öyle uysalca gidemem. Annemle babamın, ailemin hatırı için bile.
Xander'in hatırı için bile.

... "Peki ben ne yapabilirim?" diye soruyorum. "Buna, bütün bunlara inanmama izin ver ve sen de inan, yeter," diyor.
Ve ben inanıyorum.

Şair böyle güzel sözcükleri olduğu ve onları koyup saklayabilecek bir yer bulabildiği için ne kadar da şanslı olduğunun farkında mıydı acaba?

"Ben sana inanıyorum," diyor dingin ve adeta hürmetkâr bir sesle. "Hayatta sahip olabileceğimi düşündüğümden daha fazla inanç var içimde."

Bir şeyi bir kez istedin mi, her şey değişir.

... Cam bir fanusa hapsolmuşum; onu kırmak ve dışarı çıkarak nefes almak istiyorum ama canım acır diye çok korkuyorum.

"O ekranda ben de göründüm, Cassia," diyor kısık bir sesle. "Ama sen onu görmeyi tercih ettin."

Cassia.
Ne olursa olsun, artık hangisinin gerçek hayatım olduğunu biliyorum. Seninle olan hayatım gerçek.
Neden bilmiyorum ama hikâyemi tek bir kişinin bildiğini bilmek bile her şeyi değiştiriyor. Belki de şiirde söylenene benzer bir şey bu. Belki benim uysalca gitmeme şeklim de budur.
Seni seviyorum.



Soundtrack:


Yazar Ally Condie Eşleşme'yi yazarken ilham aldığı ve kitaba uygun bulunduğu şarkılarla bir playlist hazırlamış bize. Şarkıların altına ona hatırlatan karakterleri ve duyguları da yazmış. Benim gibi kitaplara şarkı yakıştırmaktan hoşlanıyorsanız Eşleşme'yi okurken dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim!


Şarkıların altında parantez içinde yazanlar Ally'nin yorumları.

1. Only The Young by Brandon Flowers
( “Only the young can break away.” sözüne bayıldım)

2. The Story by Brandi Carlisle
(Bu şarkı çok çeşitli formlarda çalındı, ama muhteşem bir şarkı ve Cassia, Ky, Xander…ve Büyükbaba için çok uygun.)

3. Extreme Ways by Moby
(Hep arka planda bu şarkı çalarken Cassia'nın Toplum sokaklarında koşarcasına yürüdüğünü hayal ettim.)

4. Be Still My Heart by The Postal Service
(İlk aşk heyecanı hakkında neşeli bir şarkı.)

5. This Love (Will Be Your Downfall) by Ellie Goulding
(Kuzenim Lizzie bizi bu kadar çok müziği bulmama yardımcı olan kişi ve bunu da o keşfetti. Canlı olmayan versiyonunu tercih ediyorum.)

6. Grapevine Fires by Death Cab for Cutie
(Aşk ve dünyanın sonu hakkında muhteşem bir şarkı.)

7. Silver Lining by Rilo Kiley
(Ritmini, saat tıklamasını ve umut ışığını buluşunu çok sevdim.)

8. Kingdom Come by Coldplay
(Bunu Ky'ın söylediğini hayal edebiliyorum.)

9. The Hill by Marketa Irglova
(Muazzam bir şarkı…ve hikâyenin pek çok kısmını yansıtıyor.)

10. Thick as Thieves by Dashboard Confessional
(Ya da kocamın önerdiği; The Prisoner’s Dilemma Song.)

11. Run by Collective Soul
(Tıkandığımda çok kere dinlediğim eski bir favori.)

12. Till The Sun Turns Black by Ray LaMontagne
(Herhangi biri Ray La Montagne'den daha kalp kırıcı ve muhteşem bir sese sahip olabilir mi?)

13. Someday You Will Be Loved by Death Cab for Cutie
(Bu şarkıyı dinlediğimde aklıma Xander geliyor.)

14. Almost Lover by A Fine Frenzy
(Bittersweet ve çok güzel!)

15. Further On (Up the Road) by Bruce Springsteen
(Eşleşme'nin sonu için müthiş…bir yolculuk şarkısı. Ben dört yaşındayken beni Springsteen ile tanıştırdığı için babama çok teşekkürler.)

16. How Far We’ve Come by Matchbox Twenty
(Ve son olarak apokaliptik ancak cesur.)



Katkılarından dolayı DeliDolu'ya teşekkürler!


ÜKG Blog Turları devam edecek. Takipte kalmak için Facebook sayfamız tık!

                                               

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...