Tanrı, Melez Sözleşmeleri serisinin 3. kitabı.
Artık fenomen hâline gelmiş bu seriye hâlâ başlamadıysanız ve yazıya boş gözler ile bakıyorsanız ya uzayda yaşıyorsunuz ya da bu tür kitapları yeterince takip etmiyorsunuz demektir. Çünkü Melez Sözleşmeleri hem Dünya'da hem de Türkiye'de büyük bir okur kitlesine ulaştı. Karakterleri bağırlara basıldı, serinin devam kitaplarının çıkması heyecandan öte bir duyguyla beklendi. Mitoloji ile günümüz paranormal hikâyelerini harmanlayan Jennifer L. Armentrout, çok kısa bir sürede young adult/genç yetişkin türünün en sevilen yazarlarından biri hâline geldi. Peki, neden mi?
Alex'in söz dinlemez, önüne geleni tekmeleyen, bazen fazlasıyla sinir bozucu ama her daim insanı merak içinde bırakan bir kadın kahraman olması. Seth ve Aiden ikilisinin, Alex'in potansiyel âşıkları olarak tüm mükemmeliyetleriyle etrafta dolanıp herkesin aklını başından almayı görev edinmeleri. Ayrıca seride aksiyon ve macera dur durak bilmiyor. Alex'in başı bir türlü beladan kurtulmuyor. Önce İblisler, yeni yeni düşmanlar, furiler derken sürekli birileri onu öldürmek istiyor.
Seriye genel bir bakış attıktan ve sizi okumadıysanız bile okumaya teşvik ettikten sonra Tanrı ile ilgili düşüncelerimi söylemeye geliyor sıra.