26 Haziran 2012 Salı

Kitap Yorumu: Amerikan Tanrıları - Neil Gaiman


Ahh, Neil Gaiman sana bayılıyorum! Bu kitap hakkında ne diyebilirim diye düşünüp durdum bir süre. Herhalde en iyisi aklıma gelen her şeyi yazıvermek. Tabii önce arka kapak yazısını bir görelim.

Tanıtım: 

Yarattığı kahramanlar ve atmosferlerle hayal gücünüzü şenlendiren Neil Gaiman, Amerikan Tanrıları’nda size hem tanıdık hem de tamamen yabancı bir dünyanın kapılarını aralıyor…
Amerika’da tanrılar ve mitolojik yaratıklarla yapacağınız bu müthiş yolculuk başınızı döndürecek…

Geçmişte birtakım kirli işlere bulaşmış olan Gölge, cezasını tamamlamak üzeredir. Artık tek istediği, eşi Laura’yla birlikte sessiz sakin bir yaşam sürmek ve beladan mümkün mertebe uzak durmaktır. Ta ki, eşinin korkunç bir kazada hayatını kaybettiğini öğrenene kadar.
Cenazeye gitmek üzere bindiği uçakta bir adamla tanışır. İsminin Çarşamba olduğunu söyleyen bu düzgün giyimli, yaşlı adam, Gölge hakkında hiç kimsenin, hattâ kendisinin bile bilmediği şeyler anlatır ve… onu yaklaşan fırtınaya karşı uyarır. Bundan böyle artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır, çünkü günlük hayatın o sakin yüzeyinin altında, Amerika’nın ruhunu ele geçirmek için büyük bir savaş kopmak üzeredir.

“Amerikan Tanrıları bir tür mucize. Okunması gereken çok önemli bir kitap…” Jonathan Carroll

“Gizem, hiciv, seks, dehşet, şiirsel anlatı –Amerikan Tanrıları tüm bu unsurları bir araya getirerek okuyucuyu avucunun içine alıyor.”
The Washington Post


Yorum:

Art arda Neil Gaiman'ı okumanın verdiği keyfi size kelimelerle anlatamam. Evet, 5 kitabını, seriymişçesine, birbiri ardına okudum. Ama öyle hızla değil. Sindire sindire. Kelimeleri içime çeke çeke. 

Öncelikle beni bu yazarı okumam için sürekli iteleyip, moral ve gaz veren birtanecik "türdeşim"e sonsuz teşekkür etmeliyim. Birlikte Cağaloğlu'ndaki İthaki Yayınları'nın dağıtım yerini bulduğumuz için de ayrı olarak mutluyum. Bu sayede tüm Neil kitaplarıma neredeyse yarı fiyatına sahip oldum.

Neil Gaiman, gerçekten eşsiz bir yazar. Sırayla Mezarlık Kitabı, Yokyer, Koralin: Gizli Dünya ve Yıldız Tozu'nu okudum, ki hepsi birbirinden güzel kitaplardı. Ve yine türdeşimin tavsiyesi sayesinde bu sırayla okuduğum için Gaiman'ın ne kadar değişip aynı zamanda aynı kalabileceğini fark ettim. Ve yine bu sayede Amerikan Tanrıları'nı sona bırakıp finali muhteşem bir şekilde yaptım.

Dediğim gibi, kitap hakkında söylenecek çok şey var. Öncelikle mitoloji delilerinin bile kafasını karıştıracak cinsten bir Tanrı kalabalığı olduğunu belirtmeliyim. İskandinav tanrılarından, Mısır tanrılarına, Haiti tanrılarına kadar sayamayacağım kadar çok mitoloji iç içe geçmişti. Bu çoğu zaman kafa karıştırıcı olsa da o kafa karışıklığını yaşamak bile ayrı bir keyif veriyor. Fakat kitapta kesinlikle bir anlaşılmazlık, sıkıntı söz konusu değil. Aksine heyecan ve merak unsurları her daim zirvede. 


Ana karakterimiz Gölge, bir hırsızlık vak'asına karışmasının ardından 3 sene hapis cezasına çarptırılmıştır ve cezası bitmek üzeredir. Tam nasıl eski yaşamına dönüp sıradan şeyler yapacağını düşlerken, cezaevi müdürü tarafından çağrılır. Gölge, sessiz sedasız çektiği cezasında kesinlikle bir kusur bulup süreyi uzatacaklarını düşünürken çok daha farklı bir haber alır: Karısı Laura ölmüştür. Bu haberle beraber Gölge'nin erken tahliyesine karar verilir. O ise ne yapacağını bilmez bir şekilde daha önce Laura'nın ayırttığı uçak biletleriyle kendi şehrine gitmek üzere uçağa biner. Ve uçakta hayatını alt üst edecek, adının Çarşamba olduğunu söyleyen, adamla tanışır.

Kitapta Gölge vasıtasıyla Amerika'yı eyaletlerinden tutun küçük kasabalarına kadar dolaşıyoruz. Ve her gittiğimiz yerde farklı biriyle, daha doğrusu tanrıyla karşılaşıyoruz. Karakter çeşitliliği bol olan bu kitapta benim en çok ilgimi çeken İskandinav mitolojisinin ürünlerinden sabahı, akşamüzerini ve geceyi temsil eden, Zorya Utrennyaya, Zorya Vechernyaya ve Zorya Polunochnaya oldu.

Amerikan Tanrıları'nın üzerinde çok zaman harcandığı ve emek sarf edildiği her satırında kendini belli ediyor. Gerçekten ince işlenmiş cümleler ve kendini müthiş bir şekilde gizlemiş hikayeler mevcut kitapta. Açıkça söylemek gerekirse, pek çok kişinin de belirttiği gibi Neil Gaiman'ın başyapıtı niteliğinde Amerikan Tanrıları. Diğer kitaplarından çok daha yetişkin işi ve tüm uzunluğuna rağmen son derece akılda kalıcı.

Fantastikseverlerin, hatta sevmeyenlerin bile kesinlikle okuması gereken bir kitap! 

Neil Gaiman'ın hayal gücüne hayran kalmamak elde değil. Bana sadece: "Sen yaz, biz okuyalım." demek kalıyor. 

Keyifli okumalar.

Puan: 5




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...