İlk defa bir yoruma "Allahallahallah!" nidalarıyla girmek istiyorum. Feci heyecanlanıyorum; ne yazacağımı kestiremiyorum, parmaklarımın yapacağı şeylerden korkuyorum. Evet,
Zehir Ustası'nı -sonunda- okudum. Mübalağayla birlikte yıllardır kitaplığımda bekliyordu serinin diğer kitaplarıyla beraber. Ne olmuş bitmiş bilmiyorum: Bir zamanların en çok okumak istediğim kitaplarındandı. Seriyi yayınevine bizzat ben önermiştim. (Hani alkış?) Sonra arada kaynamış kalmış öyle. Aslında iyi de olmuş. İlaç gibi geldi bana! Art arda ortalama ve altı kitaplar okuyunca
Zehir Ustası adeta imdadıma yetişti, sardı sarmaladı beni.
Önce şöyle kısaca bir konuyu anlatayım, sonra fangirl duygularımın dizginini bırakırım. Kitabın anlatıcısı Yelena, idamını bir yıla yakındır bekleyen bir mahkûm. Cinayetten hüküm giymiş olan Yelena'ya çeşnicilik teklif ediliyor. Yani, ya idamı seçecek ya da Ixia'nın komutanının yemeklerinde zehir var mı yok mu diye kontrol edecek. Hayatta kalma içgüdüsü galip gelen Yelena teklifi kabul ediyor. Böylece komutanın başmuhafızı Valek'in ona vereceği zorlu eğitime başlamış oluyor.
Ixia ile ilgili biraz konuşmak istiyorum; çünkü Maria V. Snyder'ın kurguladığı bu ülke bir hayli dikkatimi cezbetti. Önceden krallıkla yönetilen ülke, Komutan Ambrose'un yönetime el koyup kralı ve tüm ailesini ortadan kaldırmasıyla askeri yönetime geçmiş. Ülke bölgelere ayrılmış ve her bölgeye bir komutan atanmış.
Davranış Yönetmeliği adlı bir yasalar topluluğu oluşturulmuş ve bu yasaların dışına çıkılması kat'î suretle yasaklanmış. Yeni askeri düzenin hem iyi hem de kötü yanları olduğunu gördüm ben. Monarşiye göre daha insancıl mesela. Hizmetlilere köle muamelesi yapılmaması dikkatimi çekti. İşlerini bitirdikleri sürece kendilerine zaman ayırabiliyorlar. Ancak yasaların yaptırımı çok fazla. En ufak bir merhamet göstergesi bile kabul edilmiyor. Bunun yanında Komutan'ın tavırları beni okurken oldukça şaşırtmıştı. Oldukça duyarlı bir yönetici. Belli başlı kuralları ve korkuları var. Örneğin, büyüye tahammül edemiyor; onun dışında beklenmedik kadar iyi bir karakter olarak lanse edilmiş. Sonradan ortaya çıkan sırrı ise beni hem şok etti, hem de çok sevindirdi. Yazarın bu ters köşesi koltuklarımı kabarttı açıkçası.