28 Mayıs 2014 Çarşamba

25. ÜKG Blog Turu: Bela - Sally Green


Tur Takvimi:
27.05 | Kitap Esintisi - Yorum
27.05 | Yorumbaz - Yorum
28.05 | Sevgili Kitap - Yorum & Okuyucu Testi
28.05 | Kitab-ı Sevda - Yorum
28.05 | Kitap Hayvanı'nın Günlüğü - Yorum


Sen bir cadısın, yarı Ak, yarı Kara. Okuyamıyor, yazamıyorsun ama iyileşiyorsun hızla. Karanlık çökünce kapalı bir yerde kalırsan hasta oluyorsun. Annalise'e çok âşıksın ama Ak Cadılardan nefret ediyorsun. On dört yaşından beri bir kafesin içinde tutsaksın. Kaçmalı ve o korkunç, katil babanı bulmalısın. Bunu başarmalısın, on yedinci yaş gününden önce hem de. Çünkü sen yok edilmesi gereken bir Bela'sın.
"Karanlık ve tüyler ürperticibir hikaye, unutulmaz bir anakarakter."
-Publishers Weekly-
"İyiyle kötünün sınırlarını zorlayan,korkutucu ve çarpıcı bir kitap. Nathan'ınhayatta kalma savaşı incecik bir ipin ucunda -üstelik bu daha başlangıç."
-Booklist-
"Fazlasıyla iyi ve tehlikeli bir şekilde bağımlılık yapıcı."
-Time-

12 Mayıs 2014 Pazartesi

J. Lynn's TEMPTING THE BODYGUARD Release Day Launch

Merhabalar,

Jennifer L. Armentrout'un J. Lynn adıyla yazdığı yetişkin serisi Gamble Brothers'ın çıkan son kitabı Tempting the Bodyguard'ın çıkış günü partisi için buradayız bugün. Aşağıda kitabın kapağını bulacaksınız. Serinin ilk iki kitabını okumuş ve yorumlamıştım. Tempting the Best Man ve Tempting the Player'ın yorumlarını ulaşmak için üzerlerine tıklamanız yeterli. 

We are extremely excited to celebrate the release of J. Lynn's TEMPTING THE BODYGUARD!!! TEMPTING THE BODYGUARD is an Adult category romance novel being published by Entangled Publishing’s Brazen imprint and is a part of Jennifer’s Gamble Brothers Series!


9 Mayıs 2014 Cuma

24. ÜKG Blog Turu: Efsane - Marie Lu


Tur Takvimi:

7.05 - Kitap Yorumu (Kitab-ı Sevda)
7.05 - Kitap Yorumu (Yorumbaz)
8.05 - Yazar Hakkında (Zimlicious)
9.05 - Kitap Yorumu (Kitap Hayvanı)
9.05 - Kitap Yorumu (Kitap Esintisi)
10.05 - Kitap Yorumu (Sevgili Kitap)
10.05 - Kitap Yorumu (Romancekolik)



Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri’nin batı kıyısı olarak bilinen yerde şimdi Cumhuriyet adında, komşularıyla sürekli savaşan bir ülke vardır. Cumhuriyet’in seçkin sınıfından gelen on beş yaşındaki üstün yetenekli June, askerî bir dehaya sahiptir. İtaatkâr, hırslı ve kendini ülkesine adamış bu genç kız onun uğruna her şeyi yapmaya hazırdır. Fakir bir aileden gelen on beş yaşındaki Day ise ülkenin en çok aranan suçlusu ve bir devlet düşmanıdır. Kendisi gibi asker olan ağabeyi Metias öldürülünce June, Day’in peşine düşer. İnandıkları şeyler uğruna savaşan bu iki gencin kesiflen yolları, onları Cumhuriyet’in karanlık sırlarına götürecektir.
“Efsane, söylendiği kadar iyi olmakla kalmıyor, bunu kesinlikle hak ediyor.” -THE NEW YORK TIMES
“Bir ‘efsane’ doğuyor.” -USA Today
“Bilimkurgu ve aksiyonun heyecanlı bir karışımı... Bu kitap Açlık Oyunları hayranlarına okumaya değer bir şey verecek.” -Voya
“Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, kıyamet sonrası dünyada geçen romantik bir gerilim… Efsane’yi elinizden düşüremeyecek ve kesinlikle unutamayacaksınız.” -Kami Garcia
“Farklı karakterleri, yüksek tansiyonu ve siyasi entrikalarla dolu ilgi çekici distopik bir dünya. Eğer Açlık Oyunları’nı beğendiyseniz bu kitaba bayılacaksınız.” -Sarah Rees Brennan


Efsane, uzun zamandır beklediğimiz kitap sonunda elimize ulaştı; biz de tüm ekip olarak bunu kitabı durmaksızın okuyarak kutladık. Ben de elime geçer geçmez başladım ve biraz geç saatlerde de olsa bitirmiş ve yorumu yazmaya hazır hâlde huzurlarınızdayım.

Yıl 2130. Yer eski Amerika Birleşik Devletleri'nin yerine kurulmuş olan Kaliforniya Cumhuriyeti. Cumhuriyet'te ya devletin yanında kalıp hayatınızı sağlıklı ve zengin bir şekilde sürdürürsünüz ya da sürünerek yaşarsınız. Yapmanız gereken tek şey Cumhuriyet'in kurallarını sıkı sıkıya bağlı kalmak. Aksi takdirde çalışma kamplarında sürünebilir, ailenizi bile geçindirmeye yetmeyecek bir ücretle en kötü çalışma koşullarında çalışılmaya gönderilebilir ya da Cumhuriyet tarafından idam edilebilirsiniz.

8 Mayıs 2014 Perşembe

Kitap Yorumu: Ignite Me - Tahereh Mafi


Ignite, my love. Ignite.

Öncelikle çok sevgili Adam taraftarları... Neyse, size laf atmayacağım. Gülmeyeceğim de. Çünkü mutluyum. Çünkü bir seri ancak bu kadar güzel bitirilebilirdi. Çünkü bir yandan da fena hüzünlüyüm. Çünkü gülerken ağlayacak durumdayım.

Ignite Me, Bana Dokunma/Shatter Me serisinin üçüncü ve final kitabı. Juliette'in serüveninin son ayağı. Çok sevdiğimiz karakterlere elveda dediğimiz kitap. Serinin bu son kitabında Yeniden Kuruluş/The Reestablishment'un karşısına çıkmaya ve kaybettiği dostlarının intikamını almaya yemin etmiş bir Juliette karşılıyor bizi. Juliette serinin başından beri kendine özgüveni olmayan, yıllarca dışlanmanın etkisiyle her türlü sosyal olma durumunda donup kalan, gücünden delicesine korkan bir kızdı. Kitaplar ilerledikçe onun gelişimini gördük. Ve Ignite Me Juliette'nin kişiliğinin oturmasının son aşamasıydı. Tahereh'i bu yüzden çok seviyorum; karakterleri her kitapta çok ayrı yerlere oturtmuş. Ne ilk kitaptaki Juliette aynı sondakiyle ne Adam ne de Warner. Zaman geçiyor, olaylar gelişiyor, onlar da bizimle beraber değişiyor ya da farklı özelliklerini gösteriyorlar.

Beni Bırakma/Unravel Me'nin sonunda hatırlarsanız Juliette ölümle burun buruna gelmişti. Değer verdiği herkesten ayrı düşmüş, en büyük düşmanı tarafından ise hezimete uğratılmıştı. Onun bu durumda yanında olan ve kendine gelmesine yardım eden Warner'dan başkası değil. Omega Point'in yerle bir olmasıyla birlikte Juliette'in elinde kalan tek kişi de o zaten. Ancak Warner, ortaya çıktığı andan beri Juliette karşı takındığı farklı tavırlara yenilerini ekleyip duruyor. Warner meselesine gelmek üzereyim, o yüzden fışkıran fangirllük duygularıma karşı şemsiyelerinizi hazırlayın. Sırılsıklam âşığım kendilerine. Bu kitapta daha da âşık oldum. Mümkün değil diyordum ama mümkünmüş.

2 Mayıs 2014 Cuma

Kitap Yorumu: Stolen: A Letter to My Captor - Lucy Christopher


Çok sevgili yazarım Maggie Stiefvater'ın favorileri listesinde görüp de okunacaklar listeme eklediğim, sonra da yıllar sonra hatırıma düşüp okuduğum kitaplardan biri daha Stolen.

Günlerden bir gün Kitap Hayvanı'nın kısa zaman içinde yetiştirmesi gereken bir ödev varmış. Bu ödev için de okuması gereken bir kitap. Ama bizim Kitap Hayvanı ne yapmış; gitmiş en olmaması gereken anda kendine bu kitabı bulup bir anda başlamaya karar vermiş. Ardından saatlerce okumuş ve yarım günde bitirmiş.

Kısa ancak ibretlik masalımdan da anlaşılacağı üzre Stolen elimden sadece üç ya da dört kez bırakıp soluksuz okuduğum kitaplardan biri oldu.

Gemma, ailesiyle beraber bulunduğu Bangkok havaalanında ona tuhaf bir şekilde tanıdık gelen bir yabancı ile tanışır. Ve daha sonra o yabancı tarafından kaçırılır. Onu esir alan adam tarafından çok uzaklara, Avustralya'ya kadar götürülür ve ansızın kendini hiçliğin ortasında, medeniyetten ve kaçma imkânı olabilecek her şeyden yoksun sadece onunla, yani Ty'la baş başa bulur.

Ben görmeden önce gördün sen beni. Ağustos'un o gününde, havaalanında; gözlerinde o bakış vardı, sanki benden bir şey istiyordun, sanki o şeyi çok uzun zamandır istiyordun. Kimse daha önce bana öyle, bu yoğunlukta bakmamıştı. Beni huzursuz etti, şaşırttı sanırım. O mavi masmavi gözler, buz mavisiydiler ve onları ısıtmamı beklermiş gibi bana bakıyorlardı. Güçlülerdi ve biliyorsun, o gözler, oldukça güzeldiler de.

Henüz on altısında olan Gemma bu muhtemelen kaçık adamın kendisinden ne istediğini bile bilmemektedir. Ancak Gemma elinden gelen her şeyi dener. Kaçmaya çalışır, Ty'a zarar vermeye hattâ onu öldürmeye çalışır. Ne yazık ki çölün ortasında, Ty'ın kendileri için yarattığı ve ne haritalarda ne de başka bir yerde var olan bir yerde sıkışıp kalmıştır.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...